Sağlık Sandığımızdan Daha Fazlası: Beden, Zihin, Ruh Bir Bütün!
Çoğumuz sağlığı sadece "hastalık yokluğu" olarak görürüz.Yani öksürüğümüz yoksa, başımız ağrımıyorsa sağlıklıyızdır, değil mi? Ama gelin görün ki, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu konuda çok daha derin bir tanım yapıyor. Onlar diyor ki:
"Sağlık, sadece hastalığın veya sakatlığın bulunmaması değil, tam bir fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik halidir." Bu tanım benim tüm hekimlik felsefemin temelini oluşturuyor. Yani bedenimiz, zihnimiz ve sosyal ilişkilerimiz birbiriyle uyum içinde olduğunda gerçekten sağlıklıyız demektir.
Peki, nasıl oluyor da biz insanlar sağlıklı yaşayabiliyoruz? Aslında bu, hayatın temel dinamiklerinden biri. Biz insanlar, yani tüm canlılar, yaşamak istiyoruz. Hayatımızı korumak, dengede tutmak ve daha iyi hale getirmek en temel isteğimiz. Bunun için de yaşam süreçlerimizi kendimiz düzenliyoruz ve istediğimiz sonuçlara ulaşabiliyoruz. Yani sağlıklı yaşamak demek, hayatımızı kendi elimizle, istediğimiz sonuçları alacak şekilde düzenlemek demektir. Sağlık, aslında insanın kendi kendini düzenleyebilme becerisidir.
Psikolojik Sağlık: İyi Hissetmenin Temeli
Burada önemli bir konuya değinmek isterim: Psikolojik sağlık. Bu da en az fiziksel sağlık kadar önemli. Dünya Sağlık Örgütü, psikolojik sağlığı şöyle tanımlıyor:
"Psikolojik sağlık, bir kişinin yeteneklerini kullanabildiği, yaşamın normal zorluklarıyla başa çıkabildiği, üretken bir şekilde çalışabildiği ve topluma katkıda bulunabildiği bir iyi oluş halidir." Yani sadece bedenimizin iyi olması yetmez, zihnimizin de sağlıklı olması gerekir.
Psikolojik sağlık denince aklımıza şunlar gelmeli:
- İyi Hissetme Hali (Wellness): Kendini bütün olarak iyi hissetmek, çevreyle uyumlu olmak.
- Hayatı Şekillendirme Becerisi (Life Skills): Kendi hayatını bilinçli, anlamlı ve üretken bir şekilde yönetebilmek.
- Zorluklarla Başa Çıkma (Coping/Resilience): Hayattaki belirsizlikleri, zorlukları, hastalıkları ve acı veren deneyimleri anlamak ve onlarla başa çıkabilmek.
Gördüğünüz gibi, sağlık çok katmanlı bir kavram. Sadece bedeni değil, zihni ve ruhu da kapsıyor. Bu bütüncül bakış açısı, benim Regülasyon Tıbbı adını verdiğim yaklaşımın temelidir.
İyi Hissetmek: Sadece Bir His Değil, Bir Yaşam Sanatı!
Hepimiz kendimizi iyi hissetmek isteriz. Vücudumuzla, zihnimizle, ruhumuzla, sevdiklerimizle ve hatta doğayla uyum içinde olmak isteriz. Bu "iyi hissetme" durumu, yani "İyilik Hali" dediğimiz şey, aslında farklı seviyelerde yaşanabilir:
Fark Etmeden İyi Hissetmek: Çoğu zaman hayatımızın birçok anında dengeli bir şekilde yaşarız ve bunu pek fark etmeyiz. Sanki normalmiş gibi gelir. Belki de iyi hissettiğimiz saatler, kötü hissettiğimiz anlardan çok daha fazladır, ama biz o kötü anları daha çok aklımızda tutarız.
Yarı Bilinçli İyi Hissetmek: Bazen anlık olarak hoş bir denge hissederiz ama bunu bilinçli olarak kaydetmeyiz, sonra da unuturuz.
Bilinçli İyi Hissetmek: İşte en önemlisi bu! İyi hissettiğimiz anları bilinçli olarak fark etmek, o anın tadını çıkarmak, onu düşünmek ve hafızamıza kaydetmek. Böylece iyi hissetme becerimizi geliştiririz ve daha bilinçli bir şekilde sağlıklı yaşarız.
Kendimizle Uyum İçinde Olmak:
İyi hissetmenin birçok boyutu var:
- Bedensel Uyum: Nefesimizi bilinçli olarak hissettiğimizde, kalbimizin atışını duyduğumuzda, rahat ve ritmik hareket ettiğimizde (yürüyüş, yoga, dans gibi) kendimizi bedensel olarak iyi hissederiz. Hatta hafif bir fiziksel çaba sonrası daha enerjik hissetmek de buna dahil.
- Zihinsel Uyum: Sevinç, haz, pozitif enerji hissettiğimizde psikolojik olarak iyi hissederiz.
- Ruhsal Uyum: Kendimize değer verdiğimizde , memnuniyet düşündüğümüzde , kendimize güvendiğimizde , hayatımıza "evet" dediğimizde ruhsal olarak iyi hissederiz.
Toplumla Uyum İçinde Olmak:
Sadece kendimizle değil, çevremizdeki insanlarla, yani ailemizle, arkadaşlarımızla, iş arkadaşlarımızla da uyum içinde olmak kendimizi iyi hissettirir. Birlikte hareket etmek, ortak hedefler için çabalamak, duygularımızı ve düşüncelerimizi paylaşmak bizi mutlu eder.
Doğa ve Evrenle Bağlantımız: Derin Bir İyi Oluş Hali
İyi oluş hali sadece bedenimiz ve sosyal çevremizle sınırlı değil, aynı zamanda doğayla ve evrenle kurduğumuz bağ da çok önemli.
Doğada İyi Hissetmek:
- Doğada yürüyüş yapmak, koşmak, bisiklete binmek veya yüzmek gibi aktivitelerle kendimizi iyi hissederiz.
- Doğadaki bitkileri, hayvanları ve manzaraları bilinçli bir şekilde fark etmek ve onlara değer vermek, doğayla bağ kurmamızı sağlar.
- Böylece doğanın ve "Toprak Ana"nın yaşamıyla bir bağ kurarız.
- Güneşin ışığını ve sıcaklığını , havanın ve rüzgarların etkisini , yağmurun hissini , ayın ve yıldızlı gökyüzünün ışıklarını bilinçli bir şekilde hissetmek de bize iyi gelir.
Manevi Bağlantı: Evrenle Uyum
Birçok insan için, manevi veya dini inançlar, evrenle derin bir bağ kurmanın ve "ilahi bir kökene" güven duymanın bir yoludur. Bu, evrenin birliğini hissetmek, kendini o birliğin içinde erimiş hissetmek gibi derin dini-manevi deneyimler yaşamak anlamına gelebilir. Bu tür deneyimler, insana büyük bir huzur ve iyi oluş hissi verir.
Sağlık ve Hastalık: Yaşamın Doğal İki Yüzü
Sevgili dostlarım, hayatın iki tarafı vardır; iyi ve kötü, mutlu ve mutsuz, sağlıklı ve hasta. Tıpkı nefes almak ve vermek gibi. Biz insanlar, çeşitli ritmik ve döngüsel süreçlerle yaşarız. Bu süreçler içinde sadece iyi değil, bazen de kötü hissederiz.
Neden Bazen Kötü Hissederiz?
- Yerine Getirilmeyen İstekler: İsteklerimizin yerine gelmemesi veya başkalarının eylemlerinin eksikliği nedeniyle hayal kırıklığı yaşarız.
- Enerji Dalgalanmaları: Bazen çok enerjik hissederken, bazen de yorgun ve halsiz olabiliriz.
- Duygu Durum Dalgalanmaları: Yüksek ruh hallerinden düşük ruh hallerine geçişler yaşarız.
- İlişkilerdeki Uyumsuzluklar: Topluluklar içinde uyum ve uyumsuzluklar yaşarız, çünkü insanlar hem ortak hem de farklı isteklerle bir araya gelirler.
- Gelecek Kaygısı: Geleceğe dair umut veya korku düşünceleri besleyebiliriz.
Bu kötü hisler, zayıflık, düşük ruh halleri veya uyumsuzluklar yaşamın doğal döngüsel süreçlerine aittir. Ayrıca, belirsizlikler, engeller, zorluklar ve tehlikeler de hayatın bir parçasıdır ve kendimizi kötü hissetmemize neden olabilir. Çünkü "cennette yaşamıyoruz".
Bu durumlar bize gösterir ki, sürekli iyi hissetmek mümkün değildir. Hayat, cennetvari, sürekli iyi hissetme durumu sunmaz.
Yaşam Ritimleriyle Uyumlu Yaşamak: Denge ve Dengesizlik
Hayatımızın çeşitli ritmik ve döngüsel süreçlerinde bazen dengede, bazen de dengesiz yaşarız.
- Dengede Yaşamak: Sağlıklı Yaşam: Hayatın hareket döngülerinde ritmik akışlara izin verdiğimizde (ister bilinçsiz ister bilinçli olsun), dengede yaşarız ve içsel bir denge hissederiz. İnsanlar, yaşam süreçlerindeki ritmik döngüleri bilinçli olarak algılayabilir, deneyimleyebilir ve kabul edebilirler. Böylece içsel dengeyi ve sağlığı sağlarlar.
- Örnek: Nefes alıp vermenin döngüsel ritmini hissettiğimizde, kendimizi genellikle iyi ve dengede hissederiz. Birçok günlük aktivite sırasında nefesimizi bilinçli olarak hissettiğimizde, bu eylemleri genellikle telaşsız ve aşırı gerginlik olmadan dengeli ve sağlıklı bir şekilde yaparız. Nefesimizi bilinçli olarak hissettiğimizde, merkezi bir yaşam sürecinin ritmik döngüsel salınımını özellikle net bir şekilde deneyimler ve içsel dengeyi teşvik ederiz.
- Dengesiz Yaşamak: Sağlıksız Yaşam: Biz insanlar her zaman kusurluyuzdur; asla tamamen dengede yaşamayız. Bazı süreçlerde, bir tarafı tek taraflı olarak abartma ve karşı tarafı ihmal etme eğilimindeyiz. Böylece ritmik döngüsel süreçleri yavaşlatır ve dengeyi azaltırız. Bu durumda kendimizi kötü, rahatsız hissedebilir ve sağlıksız yaşayabiliriz.
Sağlıklı ve Hasta: Sürekli Bir Döngü
İnsanlar sürekli olarak hem "sağlıklı" hem de "hasta" içsel süreçlerle yaşarlar: her zaman biraz "sağlıklı", asla tamamen "sağlıklı"; ayrıca "hasta" hissetmeyle, asla tamamen "hasta" değil. İnsanlar "çok sağlıklı" ve "çok hasta" kutupları arasında döngüsel olarak yaşarlar - son kalp atışına kadar. "Sağlık ve hastalık" boyutu, ritmik yaşam süreçlerinin birçok döngüsel boyutundan biridir.
Bilinçli Sağlık Yönetimi: Daha Sağlıklı Bir Yaşam İçin Adımlar
Peki, bu karmaşık yaşam döngüleri içinde sağlığımızı nasıl koruyabiliriz? İşte size bazı pratik öneriler:
1. Şikayetleri Fırsata Çevirin: Bazen bir rahatsızlık hissettiğimizde, sağlığın "kendiliğinden" bir durum olmadığını fark ederiz. İşte o zaman birçok kişi sağlığa daha çok değer vermeye başlar, daha sağlıklı yaşamak ister ve sağlığı için bilinçli olarak daha fazla şey yapar. Şikayetler, bizi sağlığımıza daha çok sahip çıkmaya iten birer uyarıcıdır aslında.
2. İyi Hissetmeyi Bilinçli Deneyimleyin ve Teşvik Edin:
- Farkındalık: Kendimizi iyi hissettiğimizde, bunu sık sık bilinçli olarak fark edelim ve "Şu an iyi hissediyorum" diyelim.
- Anı Yaşayın: Hoşlandığımız yerlerde, hoşlandığımız insanlarla birlikteyken, iki dakika boyunca dikkatle kendimizi iyi hissettiğimizi hissedelim. Böylece iyi hissetme halimizi hafızamıza daha iyi yerleştirir ve yaşam kalitemizi artırırız.
- Hatırlayın: Ne yazık ki, insanlar iyi hissettikleri dakikaları ve saatleri çok nadir bilinçli olarak fark eder ve hafızalarına yeterince kaydetmezler. Birçok insan, birkaç dakikalık rahatsızlığı ve uyumsuzluğu, birkaç saatlik iyi hissetme deneyiminden daha güçlü algılar ve daha fazla değerlendirir.
- İyilik İçin Bilinçli Adımlar: İnsanlar yaşam deneyimlerinde sıkça iyi hissetmişlerdir. Hangi durumlarda iyi hissettiklerini bilinçli olarak hatırlayabilirler. Buradan yola çıkarak, iyi hissetmek için bilinçli olarak neler yapabileceklerini çıkarabilirler. Kendimize her gün bilinçli olarak bedensel, ruhsal ve insanlarla birlikteyken iyi hissetmek için bir şeyler yapmayı hedefleyebiliriz.
3. Bilinçli Olarak İyilik Yapın: Hayatımızda iyilik yapmak hem kendimize hem de başkalarına iyi gelir:
- Kendimiz İçin İyilik: Öz sevgiyle kendi iyi oluşumuz ve sağlığımız için iyi şeyler yapmak.
- Başkaları İçin İyilik: Yakınlarımızdaki insanların ve toplumun iyi oluşu ve sağlığı için iyi şeyler yapmak.
- Mesleki İyilik: Mesleki faaliyetlerimizle iyilik yapmak ve hizmet etmek – böylece kazanç da sağlamak.
- Her gün kendimiz ve başkaları için bilinçli olarak bir şeyler yapmak, sağlıklı yaşamanın önemli bir yoludur.
Dengeyi Desteklemek: Kendi Sağlığımızın Mimarı Olmak
Daha önce de bahsettiğim gibi (Sayfa 4), insanlar bazen dengesiz hareket süreçleriyle yaşarlar: bir tarafı tek taraflı abartırlar ve karşı tarafı ihmal ederler, bu da kendilerini kötü ve rahatsız hissetmelerine neden olabilir.
Dengesizlikleri Aşmak:
- Daha sağlıklı yaşamak isteyen insanlar, dengesiz hareket süreçlerinde şimdiye kadar ihmal ettikleri taraflara daha fazla bakabilirler.
- Şimdiye kadar ihmal ettikleri yönleri gelecekte daha belirgin bir şekilde dikkate alabilir ve harekete geçirebilirler.
- Bunun için yeni sağlıkla ilgili aktiviteleri deneyebilir, pratik yapabilir ve eğitebilirler.
- Böylece hayatlarını genişletebilir, iki kutup veya taraf arasındaki döngüleri genişletebilirler. Bu şekilde dengeyi ve sağlığı teşvik etmek için iyi şanslara sahip olurlar.
- Buna karşılık, "acı veren" aşırı vurgulanan taraflara odaklanmaya devam etmek ve bunları "ortadan kaldırmak" istemek, genellikle daha az başarılıdır ve yaşam döngülerini de daraltır.
Sağlık Bilimleri ve Bütüncül Bakış
Günümüzde "sağlık", biyoloji, kimya, tıp, ekoloji, beslenme bilimi, spor bilimi, psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi, felsefe ve din bilimleri gibi birçok bilim dalının odak noktası haline gelmiştir. 1980'lerden bu yana gelişen sağlık bilimleri, "sağlık" ile ilgili temel bilimlerin eşit haklara sahip işbirliğine dayalı, disiplinler arası, organizasyonel olarak bağımsız bir bilim dalı olarak kendini gösterir. Doğal, sosyal ve beşeri bilim disiplinlerini eşit haklara sahip olarak bütünleştirerek, sağlığın teşviki, korunması ve iyileştirilmesi için çalışırlar.
Sağlık bilimcileri, sağlığın aşağıdaki önemli yönlerini içeren birçok farklı sağlık tanımı geliştirmişlerdir:
- Bireysel ve Çevresel Etkileşim: Sağlık, ekolojik ve sosyal ortamlarda yaşayan bireylere atfedilir. Bu ortamlar, kişinin sağlığını olumlu veya olumsuz etkileyebilir.
- Olumlu Hedefler ve İyi Oluş: Sağlık, "iyi oluş" gibi subjektif deneyim kriterleriyle ve objektif kriterlerle tanımlanabilen, hedeflenen pozitif amaçlarla karakterize edilir. Hedeflenen bir sağlık durumu genellikle "bütüncül" olarak tanımlanır, örneğin "tam bir iyi oluş hali" olarak , çünkü insanlar olumlu bir sağlık durumunda kendilerini genellikle bir bütün olarak veya kendileriyle ve ekolojik ve sosyal çevreleriyle uyum içinde hissederler.
- Beceriler ve Kaynaklar: Sağlık, bilinçli deneyimleme ve eylem yetenekleri, yani "yeterlilikler", "potansiyeller" ve "kaynaklar" ile ilişkilidir.
- Dinamik Bir Süreç: Sağlık, zaman içinde sürekli olarak birçok değişen durumla birlikte bir süreç olarak gerçekleşir. Olumlu bir süreç akışı, örneğin "dinamik denge" olarak karakterize edilebilir. Sağlık, çeşitli alt süreçler tarafından belirlenir ve farklı süreçlerin etkileşiminden genel bir denge olarak ortaya çıkar.
Unutmayın sevgili dostlarım, kendi sağlığımızın mimarı biziz. Vücudumuzun bize gönderdiği sinyalleri dinlemek, onunla uyum içinde yaşamak ve bilinçli seçimler yapmak, sağlıklı ve mutlu bir hayatın anahtarıdır. Benim de her zaman savunduğum gibi, Regülasyon Tıbbı bu yolda bize bilimsel bir rehberlik sunarken, kendi iç sesimizi dinlemek ve yaşam ritimlerimize kulak vermek de en büyük yardımcımızdır.
Sağlıklı ve dengeli günler dilerim, her zaman yanınızda olmaya hazırım.
Dr. Hüseyin Nazlıkul