Dünya ve Avrupa için kritik viraj: Türkler senaryoyu değiştirebilir

Amerika Birleşik Devletleri'nde Donald Trump'ın yeniden yükselişi, dünyada daha sağlıklı ve dengeli bir gelecek beklentilerini gölgeledi.

Trump ve ekibinin izlediği politika ekseninde çok kutuplu bir dünyanın daha karmaşık ve belirsiz bir yere evrildiği bu dönemde, Almanya gibi kilit ülkelerin önemi daha da artıyor. Almanya'nın bu kritik eşikten geçerken seçimlerin sonuçları, sadece ülkenin değil, Avrupa Birliği'nin (AB) ve dünyanın geleceğini de şekillendirecek.

ALMANYA'NIN DURUMU VE YEŞİLLER'İN POLİTİKALARI

Almanya, son yıllarda ekonomik krizler ve dış politikasındaki yalpalamalarla yüzleşiyor. Yeşiller kökenli dışişleri bakanlarının sert ve esnek olmayan politikaları, Almanya’nın geleneksel diplomasi dengesini kaybetmesine yol açtı. Özellikle enerji krizine neden olan kararlar ve tarafgirlikle hareket eden bir diplomasi anlayışı, ülkenin ekonomik ve siyasi istikrarına zarar verdi.

Geçmişte Merkel liderliğinde SPD ve CDU/CSU koalisyonları, Almanya’yı şüpheye yer bırakmayacak bir diplomasi ustalığıyla yönetirken, bugün bu denge eksik. Almanya, daha akil ve sağlam bir diplomasiye olan ihtiyacı hissediyor. Bu noktada SPD'nin, büyük koalisyon döneminden çıkardığı derslerle daha etkili politikalar üretmesi gerekiyor.

AŞIRI SAĞ TEHTİDİ VE TRUM'IN ETKİSİ

Aşırı sağın Almanya'da yükseldiği bir gerçek. Bu yükseliş, Trump'ın dünya genelindeki radikal sağ gruplara verdiği dolaylı desteğini de içeriyor. Almanya’nın siyasi istikrarı ve Avrupa'nın geleceği, aşırı sağın bu yükselişine karşı koyulmasına bağlı. Bu noktada Almanya’daki Türk kökenli seçmenler kritik bir rol oynayabilir. Onların seçimlere katılması, oy kullanması ve aşırı sağa dur demesi, bu tehdidi bertaraf edebilecek güce sahiptir.

TÜRK KÖKENLİ SEÇMENLERİN ROLÜ

Almanya'daki Türk kökenli seçmenler, seçimlere katılım oranlarıyla fark yaratabilecek potansiyele sahip. Ancak bu gücün farkında olmak ve bilinçli bir şekilde hareket etmek önemlidir. Türk kökenli seçmenler olarak, demokrasinin korunması ve aşırı sağın yükselişine karşı durma sorumluluğumuz var. Bu, sadece Almanya’nın geleceği için değil, Avrupa’nın şekillenmesinde de kritik bir etkiye sahip.

SPD VE CDU/CSU’NUN SORUMLULUĞU

SPD'nin bu seçimlerde yeniden ivme kazanması şart. CDU/CSU ise Merkel döneminin politikalarından çıkan derslerle hareket etmelidir. Çünkü bu deneyimler, Almanya’nın çok kutuplu dünyada bir denge unsuru olması için hayati öneme sahip. Daha güçlü bir Almanya, daha etkili bir Avrupa Birliği anlamına gelir ve bu da dünyanın daha öngörülebilir bir geleceğe sahip olmasına katkı sağlar.

SONUÇ: SEÇİME KATIL, GELECEĞİ ŞEKİLLENDİR

Almanya’nın geleceği, her bir bireyin aktif katılımıyla şekillenecek. Bu seçimlerde, sağlam ve öngörülebilir bir liderlik, sadece Almanya için değil, dünya için de çok önemlidir. Türk kökenli seçmenler olarak bu sorumluluğu omuzlamalı, oyumuzu kullanarak bu kritik dönemecin olumlu bir yönde sonuçlanması için çaba göstermeliyiz. Gelecek bizim ellerimizde; demokrasiyi savunmak ve aşırı sağı durdurmak için birlikte harekete geçmeliyiz.

Odatv.com