ODA TV YAZILAR Bunu gıda alerjisi ile karıştırmayın Hüseyin Nazlıkul yazdı Gıda intoleransı gıda alerjisi ile karıştırılmamalıdır. Gıda alerjisi az kişide görülür ve kısa bir vakitte öldürücü etkilere kadar varan sonuçlar doğurabilir. Örneğin fındığa veya deniz mahsullerine gıda alerjileri olan kişiler 1 saatten az zamanda anaflaktik şoka girerek nefes bile alamaz hale gelebilirler. Gıda intoleransında ise yediğimiz yiyeceklerin olumsuz etkisi 3 dakika ile 72 saat arasında çıkmaya başlar. Normal beslenen bir insan, bu zaman içinde birçok yiyecek yediği için, yaşadığı sorunun gıdadan olduğunu bilse bile hangi gıdadan olduğunu tespit etmesi çok zordur. Örneğin sabah çikolata yemiş ve sonra geceye kadar 2 öğün yemek yemiş biri, gece yatmadan ortaya çıkacak bir bağırsak sorununun sabah yemiş olduğu çikolatanın içindeki süte bağlayamaz. Gıda intoleransınızın olması, belirli gıda bileşenlerine karşı vücudunuzda ters bir reaksiyon oluşacağı anlamına gelir. Bu durum, bağışıklık sistemi ile ilintili değildir. Bu bağlamda gıda alerjisinden çok farklıdır. BELİRTİLER HANGİ YAŞTA ORTAYA ÇIKAR Gıda intoleransı ve alerjisi her yaşta meydana gelebilir. Eğer gıda intoleransı erken teşhis edilmezse, ilerleyen zamanlarda ciddi problemlere neden olabilir. Örneğin laktoz intoleransı çocuklarda kolite neden olurken, yetişkin yaşlarda Crohn hastalığına yol açabilir. Gıda intoleransı tahmin edilenden daha yaygın bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütüne göre dünya nüfusunun yarısında Gıda İntoleransı bulunuyor. 1 milyar kişide tanısı konmuş gıda intoleransı vardır ve WHO, bu rakamın 2015'te 2,5 milyara ulaşacağını öngörmektedir. (WHO, JUNE 2006) Gıda intoleransı, şişmanlık, kilo verememe, migren, akne, nedeni bilinmeyen ödem, gaz, şişkinlik, kronik yorgunluk, kabızlık, cilt problemleri (örn. sivilceler, kaşıntı nörodermatit, kronik egzama vs.), romatizmal hastalıklar, astım, ishal, mide krampları, depresyon, uyku bozuklukları, baş ağrısı, solunum yolu hastalıkları, kronik farenjit, sürekli nezle olma, ağızda yaralar, epigastrik ağrılar, crohn hastalığı, irritabl bağırsak sendromu, sık gribe yakalanma, kronik burun akıntısı, osb (otistik spektrum bozukluğu), sedef hastalığı, nörodermatit, ürtiker... gibi birçok hastalığa yol açabilir. 21. yüzyılda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki eskiden sebebi bilinmeyen ve tedavisi olmayan birçok hastalığın temelinde bağırsak florasının bozulması sonucu gelişen gıda intoleransı yatmaktadır. Almanya’da 2008 yılında yapılan bir çalışmada, yediğimiz gıdalar ile kronik rahatsızlıklar arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koymaktadır. Yeni bulgular; nüfusun %50’lik bölümünü oluşturan, irritabl bağırsak sendromu, romatizma, sedef gibi teşhisi konmuş hastalıklar için bir umut oluşturmuştur. SONUÇLAR ÇOK ŞAŞIRTICIYDI İyileşme oranları; Öncelikle insanlara bağırsak florasının durumu ve besin duyarlılıkları incelendi. Bu iki şekilde yapıldı. Bir dışkı analzi ve kan üzerinde IgG ve IgE bakıldı. 4000 kişiyle bu testler yapılırken 3800 kişiye de elektrovoll metoduyla (Vegatest) ile besinlere karşı duyarlılık ve bağırsak florasına bakıldı. Ayrıca 3500 kişiye de ProQuant ve AK testleriyle aynı hastaları incelendi. Bu sonuçların benzer oranda parallelik gösterdiği görüldü. Bunun devamında hastaların 2 ay boyunca sorunlu besinlerde uzak kalmaları sağlandı ve aynı zamanda paralel olarak bağırsak florası düzenlendi ve enzim takviyeleri verildi. Bu gruplar içinde 1800 kişiye sadece sorunlu besinlerde uzak durmaları 3 ay boyunca sağlandı. Sonuçlar çok şaşırtıcıydı. Bağırsak florasının düzenleyenlerde tedavi edici sonuçları anlamlı bir şekildeydiler. İyileşme gösteren hastalıkların bazılarının oranı şu şekilde oldu: Gaz ve şişkinlik şikayetleri (96%) Mide Sorunları (90%) Genel ağrılar (82%) Kolit (81%) Kronik Yorgunluk (79%) Ürtiker, Kaşıntı (82%) Romatizma (67%) Bu istatistikler şu gerçeği açıkça ortaya koymuştur ki, yediğimiz ve masum zannettiğimiz bir gıda, yıllarca bize büyük rahatsızlıklar yaşatmış olabilir. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul Odatv.com