ODA TV YAZILAR

Egzersizin önemi

Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı...

Ağrı, psikolojik sorunlar, uyku problemi, sürekli yorgunluk hali, bağırsak problemleri, ağrılı adet dönemleri gibi nedeni bir türlü tespit edilemeyen belirtilerin varlığında kişinin fibromiyalji sendromu yaşıyor olabileceği akla gelmelidir.

Fibromiyalji sendromu ilk kez 1906 yılında fibrositis adıyla tanımlanmıştır. Sık görülen bir hastalık olmakla beraber toplumun %2’sinde görülen bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.

Fibromiyalji sendromu, çoğunlukla orta yaş kadınlarda görülse de hem kadın hem de erkeklerde herhangi bir yaş grubunda ortaya çıkabilir. Fibromiyalji ve diğer kronik romatizmal hastalıklar arasındaki ilişki romatologlar açısından önemlidir.

Vücutta hassas noktaların varlığı dışında fizik muayene genellikle normaldir. Laboratuvar testleri ayırıcı tanı haricinde genellikle yararlı değildir.

Fibromiyalji aynı zamanda psikolojik boyuta sahip bir hastalıktır. Depresyon hastalarında, uyku bozukluğu alanlarda ve anksiyetesi yüksek olan kişilerde fibromiyalji çok daha fazla görülüyor. Genellikle 25-50 yaş aralığındaki kadınlarda daha sık görülen Fibromiyalji sendromu (yumuşak doku romatizması) erkeklerde ve çocukluk döneminde de görülebilmektedir. Hastalık özellikle eğitim ve ekonomik düzeyi ortalamanın üzerinde olan kişilerde daha sık görülmektedir.

Mükemmeliyetçi ve işkolik kişilik yapısı da fibromiyalji hastalığına yakalanma nedenleri arasında gösterilebilir. Gazetecilik, Mimarlık, Finans Sektörü gibi meslekler ile uğraşanlarda fibromiyalji sıklıkla görülür. Ayrıca işini sevmeyen kişilerde de fibromiyalji görülür. Mutsuzluk ağrıları artıran bir faktör olduğu için yaptığı işten memnun olmayanlar da en az stresli mesleklerde çalışanlar kadar fibromiyalji olma riskine sahiptir.

İşin ilginç yanı fibromiyalji, toplum ve konuyla ilgilenmeyen hekimler tarafından çok tanınan bir hastalık değildir. Çoğu kez bu tabloyla hekime başvuran hasta doğru tanı konulamadığından birçok hekimi ziyaret etmek durumunda kalır.

TANI YÖNTEMLERİ

Tanı için hastanın şikayetlerinin, ağrı tipinin, eşlik eden bulguların değerlendirilmesi ve fizik muayene önemlidir. Fizik muayenede vücutta yaygın hassasiyet, kasta sicim gibi sertlikler ve gergin bantlar, çok sayıda hassas noktanın ve tetik noktanın varlığı fibromiyalji sendromunu düşündüren bulgulardır.

Tanıda hassas noktaların sayısı önemlidir. Fibromiyalji hastalığında tanı koydurucu özgün bir laboratuar testi yoktur. Eşlik eden romatizmal bir hastalık yoksa romatizma testleri de negatif çıkar. Laboratuar incelemeler daha çok benzer hastalıklardan ayrımda önemlidir.

Ne yazık ki, hastaya fibromiyalji tanısı konması genellikle uzun zaman alır. Fibromiyalji hastaları tanı konana kadar bir çok tıbbi inceleme ve teste tabi tutulurlar. Bu da zaman kaybına ve dolayısıyla hastanın tedavisinin gecikmesine sebep olur.

İLK ADIM AĞRIYLA MÜCADELEDİR

Fibromiyaljinin önlenmesi için bilinen kesin bir yöntem yoktur. Ancak hemen her hastalıktan korunmaya yardımcı olan sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz, yeteri kadar su içmek, bedeni asitleştiren hayvansal besinlerden uzak durmak ve yeterli istirahat en etkili korunma yöntemleridir. Egzersiz özellikle çok önemlidir.

Gevşeme egzersizleri, germe egzersizleri, kardiyovasküler kondüsyon programı, yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürme çok yararlıdır. Egzersiz, ısı ve elektriksel akımlardan oluşan fizik tedavi uygulamaları ağrının azaltılmasında etkili olur. Kas gerginliklerinin azaltılmasında masaj, miyofasiyal gevşeme ve basınç teknikleri de olumlu sonuçlar verir.

Bu uygulamaların fayda sağlamadığı durumda bir hekime başvurmak gerekir. Çünkü günümüzde fibromiyaljideki yakınmaların tamamını nöralterapi, manyetik alan terapisi, akupunktur ve ozon tedavisini kombine ederek tedavi etmek mümkündür.

Tedavide her hastalıkta olduğu gibi kişinin hastalığı ile ilgili bilgilendirilmesi ve eğitimi çok önemlidir. Bazen hastaların yakınmaları psikolojik kaynaklı olarak değerlendirilebilir.

Hastaya hastalığının "gerçek" olduğu, ancak şekil bozucu veya sakat bırakıcı bir hastalık olmadığı anlatılmalıdır. Tedavi uzun sürebilir ve bulgularda belirgin düzelme olana kadar düzenli takip gerekebilir.

Fibromiyalji tedavisinde ağrı kesici ilaçlar, antidepresanlar, kas gevşeticiler ve uyku düzenleyici ilaçlar kullanılmaktadır.

Özellikle hastalığın şiddetlendiği dönemlerde postürün düzeltilmesi, tekrarlayıcı stres faktörlerininin azaltılması (örnek olarak daktilo veya klavye ile yazma, uzun süreli oturma/ayakta durma gibi), uykunun değerlendirilmesi ve düzenlenmesi önemlidir.

Egzersiz fibromiyaljide en önemli korunma ve tedavi yöntemidir. Özellikle gevşeme egzersizleri, germe egzersizleri, kardiovasküler kondüsyon programı, yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürme faydalıdır.

Egzersiz, derin-yüzeyel ısı ve elektriksel akımlardan oluşan fizik tedavi uygulamaları ağrının ve kas gerginliklerinin azaltılmasında çok etkilidir. Kas gerginliklerinin azaltılmasında masaj, miyofasyal gevşeme ve manuel terapi teknikleri olumlu etkiler sağlar.

Hastalara kendilerine daha çok zaman ayırmaları, yoğun çalışma dönemleri sırasında sık sık ara vermeleri, günlük işlerini mümkün olduğunca basit az yorucu şekilde yapmaları önerilir.

Fibromiyalji tedavisinde de kullanılan nöralterapi bir regülasyon tedavisidir. Beden üzerinde belli noktalara veya alanlara lokal anesteziklerle bir uyarı gönderilir, bu uyarıya beden tarafından segmental veya segment üstü bir yanıt verilir. Bu yanıt bize hem teşhis koyma hem de tedavi etme konusunda yön verir. Uzman nöralterapi hekimi tarafından uygulanan tetik nokta enjeksiyonları fibromiyaljide oldukça etkilidir. Yalnızca tetik nokta enjeksionları yeterli olmamaktadır. Tetik nokta enjeskiyonlarının yanı sıra sorunlu bölgenin tespit edilen fonkiyon düzensizliklerinin giderilmesi ve adele germe egzersizleri çok önemlidir.

Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul

Odatv.com