BLOG Metabolizma hızlanır mı? Kilo artışının ya da kilo verememenin önemli sebeplerinden biri metabolizma hızıdır. Metabolizma, vücudun temel ihtiyaçlarının karşılanması ve gerekli enerjinin sağlanması için gerçekleşen tüm reaksiyonlar bütünüdür, yaşamsal faktörlere bağlı olarak hızı değişebilen ve ölçülebilen dinamik bir süreçtir. Metabolizma hızı, tam bir dinlenme durumunda organların çalışması, vücut ısısının korunması gibi yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan zorunlu enerji miktarıdır. Metabolizma hızının düşük olması, fazla yemek yenmemesine ya da diyet yapılmasına rağmen kilo vermeyi engelleyebilir, hatta kilo bile aldırabilir. Normalden az yemenize rağmen kilo artışınız var ise metabolizma hızınızı ölçtürmek de yapılması gerekenler listesinde yer almalıdır. Bazal metabolizma hızıyla ilgili internette veya kitaplarda çeşitli formüller yer almaktadır. Bu hesaplar kişinin yaşı, cinsiyeti, boy uzunluğu ve vücut ağırlığı göz önüne alınarak hazırlanmaktadır. Diğer yandan günlük enerji gereksinimi kişinin yalnızca çalışma durumuna ya da mesleğine göre belirlemek de yanıltıcı olabilir. Çünkü hafif işte çalışan bir insanın iş dışı yaşantısı çok hareketli olabilir, bu da enerji ihtiyacını artırır. Vücut bileşiminin yani kas kitlesinin metabolizma hızı üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle aynı yaş, cinsiyet, boy uzunluğu ve vücut ağırlığına sahip 2 kişinin fiziksel aktivite dereceleri birbirinden farklılık göstereceği için metabolizma hızları aynı olamaz. Halbuki standart formüller bu farkı göz ardı ettiği için doğru sonuç veremez. Metabolizma hızının en doğru ölçümü nasıl olmalıdır? Doğruluğu pek çok klinik çalışma ile kanıtlanmış olan Metabolizma Hızı Testi, kişinin istirahat halindeki metabolizma hızını en kolay yoldan, kesin ve hızlı bir şekilde ölçen ve kişinin istirahat halinde iken ne kadar enerjiye ihtiyacı olduğunu gösteren bir testtir. Bu ölçüm, sağlam, etkili bir zayıflama ve egzersiz programında çok önemli bir başlangıç aracıdır. Bazal metabolizma hızının ölçümünde kullanılan bazı matematiksel hesaplamalara nazaran altın standart olarak görülen oksijen tüketimine dayalı bu test ile kişinin dinlenme halinde iken 24 saat içinde harcadığı enerji net bir şekilde ölçülebilmektedir. Metabolizma Hızını Etkileyen Faktörler Yaş, genetik yapı, cins ve ırk metabolizmayı etkileyen değiştirilemeyen faktörlerken diyet, beslenme ve yaşam şekli değiştirebilir faktörlerdir. Metabolizma hızını etkileyen birkaç faktörü beraberce inceleyelim: Cinsiyet: Kadınlardaki kas sayısı erkeklere oranla hem azdır hem de kas kütlesi zayıftır. Bu da kadınların daha az enerji harcaması, metabolizmanın erkeklere göre daha yavaş olması anlamına gelir. Vücutta yağ dokusu arttıkça metabolizma hızı düşer, kas dokusu arttıkça yükselir. Bunun nedeni, yağ dokusuna göre kas dokusunun daha etkin olması ve daha çok enerji harcamasıdır. İşçi ve sporcu gibi kas dokusu fazla olanlarda da metabolizma hızı, hafif işle uğraşanlara göre yüksek olabilir. Genetik: Ailesinde kalıtımsal olarak metabolizma bozukluğu olan kişilerin maalesef metabolizma hızları da yavaş olma eğilimindedir. Diyet ve uzun süreli açlık: Özellikle kilolu insanların kilo vermek için yapmış oldukları diyetlerle sürekli kilo alıp vermeleri ve uzun süreli açlık ve yarı açlık durumu da metabolizma hızını düşürür. Uzun süre normalden az besin alanların metabolizma hızında %30, aşırı ve sürekli açlık durumunda ise %60 kadar azalma meydana gelir. Aşırı ve sürekli açlıkta, vücudun metabolizma için daha az enerji kullanmaya alıştığı, böylece az enerji harcayarak yaşamaya çalıştığı ileri sürülmektedir. Hastalıklar: Tiroid bezinin yavaş çalışmasının en temel sonuçlarından biri metabolizmanın yavaşlamasıdır. Vücudun kortizon veya insülin salgılaması da metabolizma hızını yavaşlatabilmektedir. Özellikle ateşli hastalıklarda hücresel fonksiyonlardaki artış nedeniyle metabolizma hızı yükselir. Vücut sıcaklığında 37°C üzerinde her 1°C artış, metabolizmayı ortalama %12,5 yükseltir. Stres: Önemli bir konu stresin metabolizmaya etkisidir. Stres kortizon salınmasını artıran önemli bir durumdur ve sürekli kortizon salınımı metabolizma hızını anlamlı derecede azaltan önemli faktörlerden biridir. Stres altında aşırı yemek yemeden kilo artışı çok sık karşılaşılan bir durumdur. Böylesi bir durumda mücadele edilmesi gereken metabolizma hızı ya da yeme şekli değil, strestir. Karbonhidratlar ve proteinler: Gün içerisinde makarna, şeker, tatlı ve hamurlu gıdalar kısacası rafine karbonhidrat tüketimi metabolizma hızını olumsuz yönde etkilerken diyetin bileşiminde protein oranının fazla bulunması metabolizma hızını artırır. Sıcaklık: Hava sıcaklığının yüksek olduğu günlerde metabolizma daha hızlı çalışırken, kış mevsiminde daha yavaş çalışmaktadır. Yaş: Büyümenin en hızlı olduğu bebeklik ve ardından çocukluk döneminde metabolizma hızı en yüksek değerlerdedir. Yaş ilerledikçe metabolizma hızı düşer. Metabolizmanın en hızlı çalıştığı dönem 15-30 yaş aralığıdır. 30 yaşından sonra düşmeye başlayan metabolizma hızı, kadınlarda menopoz dönemine girildiğinde tekrar hızlanır. Metabolizma hızı ergenlik ve hamilelik döneminde de artmaya başlar. Hormonlar: Tiroid bezinden salgılanan tiroksin hormonu bazal metabolizmayı etkiler. Bu hormon aşırı salgılanırsa metabolizma hızı yükselir, az salgılanırsa düşer. Böbreküstü bezinden salgılanan adrenalin hormonu da metabolizmayı hızlandırıcı etki gösterir. Gebelik ve Emzirme Dönemi: Gebeliğin ilk aylarından sonra özellikle son üç aylık dönemde metabolizma hızında artış olabilir. Bunun nedeninin, son aylarda yavrunun ve anne dokularının hızlı büyümesi olduğu düşünülmektedir. Uyku: Uykunun ilk saatlerinde metabolizmada önemli değişiklik olmaz. İlk saatlerden sonra düşme başlayarak 5-6 saatlik uyku sonunda metabolizmada %10’a kadar düşme olabilir. Düşük Metabolizma Hızının Sonuçları Metabolizma hızının düşük olmasının en sık sonucu, az yemek yenmesine veya diyet yapılmasına rağmen istenilen kilonun verilememesi ya da önlem alınmayan durumlarda kilo artışıdır. Metabolizma hızına göre hesaplanmış dengeli bir diyet ve egzersiz programıyla kilo verildiği takdirde metabolizma hızınızın yavaşlaması engellenebilir. Böylelikle diyet süresince kilo kaybının ne olabileceği de tahmin edilerek hayal kırıklıklarından kurtulmak mümkün olur. Şişmanlık: En basit tanımıyla vücut ağırlığının gerekenden daha fazla olmasıdır. Bu durum, vücuttaki yağ dokusu oranının artması sonucu ortaya çıkar. Şişmanlık, klinik muayene, boy ve ağırlık ölçümlerini standart ölçümler ile kıyaslama, cilt kalınlığını ölçme gibi yöntemlerle saptanabilir. Bir kişinin şişman olup olmadığını değerlendirmek için sıklıkla, beden kitle indeksi (BKİ) ile ilgili standart değerler kullanılır. Metabolizma hızı bireye özgüdür yani parmak izi gibidir. METABOLİZMA HIZINI ARTIRMANIN YOLLARI Beslenmede yağ miktarını sınırlandırın! Vücutta yağ yüzdesinin azalması metabolizma hızının artmasına sebep olacaktır. Düzenli su için! Uyuyan metabolizmayı uyandırmanın en iyi yolu düzenli su içmektir. Herkesin günlük alması geren su miktarı kilosuna göre değişir. Kışın ter yoluyla su kaybedilmediği için yaza göre daha az su tüketilebilir. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerini asla tutmaz. Kilo başına günlük 40-50 ml suya ihtiyacımız vardır. Metabolizma hızının artırılması için bu miktarın sadece diyet yapılırken değil sürekli olarak tüketilmesi gerekir. Sağlıklı bağırsak florası, karaciğerin yükünü paylaşır. Sağlıklı karaciğer fonksiyonları metabolizma hızının artmasını sağlar. Özellikle karabiber ve pulbiber gibi baharatları tüketin. Baharatlar metabolizmanızı yaklaşık %20 oranında hızlandırabilir. Lifli gıdalar tüketin! Lifli beslenmek hem mideyi hem de bağırsakları çalıştırır. En zengin lif kaynağı olan meyve ve sebzelerin liflerini alabilmek için mümkün olduğu kadar çiğ tüketmek gerekir. Kabuklu yenebilen meyvelerin kabukları soyulmamalıdır. Ayrıca meyvelerin sularını sıkmak yerine kendilerini tüketmek daha sağlıklıdır. Lifli gıdalar da bağırsak sistemini çalıştıracağı için metabolizma üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Öğünlerinizde proteine önem verin! Vücutta kas oranının artırılması metabolizma hızının artmasına sebep olur. Yeterli protein tüketimi ve yapılacak düzenli egzersiz vücutta kas kitlesinin artmasını sağlar. Protein; yağ ve karbonhidratla kıyaslandığında metabolizma için çok daha büyük bir tetikleyici etkiye sahiptir. Besinleri ısırma, çiğneme, yutma ve sindirme enerji harcatır. Bu da besinlerin termik etkisi olarak bilinir ve tabağınızdaki yiyeceklerin %30’unu yakmanıza yardımcı olur. Yiyeceğiniz ne kadar kompleks yapıda olursa (biftek, kuru baklagiller ve lifli sebzeler gibi) sindirim sisteminizdeki kalori yakımı da o kadar fazla olur. Basit bir strateji olarak buzdolabınızdan yumurtayı eksik etmeyin. Yetişkin bireylerin kg başına ortalama 0,8 gr protein almaları gerekir. En zengin protein kaynağı yumurtadır. Yumurtanın proteini vücutta yüzde yüz emilir. İkinci protein kaynağı kırmızı et, tavuk (köy tavuğu), hindi ve balık gibi etlerdir. Kış mevsiminde balık bol olduğundan haftada 3 kez taze balık tüketin. Balık sadece protein olarak değil, omega 3-6 yağ asitleri bakımından da iyi bir kaynaktır. Hangi et türü olursa olsun doğru pişirmek önemlidir. Fırın, ızgara veya tencere ile pişirme yöntemlerini tercih edin. Egzersiz ile metabolizmanızı hızlandırın! Hareketsizlik metabolizma hızını yavaşlatan etkenlerin başında gelir. Egzersiz özellikle kış aylarında en çok ihmal edilen konuların başında gelir. Soğuk havanın da etkisiyle birçok bahane ile sürekli ertelenir. Oysa egzersiz metabolizmayı hızlandırmak için en etkili yollardandır. Egzersiz için mutlaka bir spor salonuna gitmek gerekmez. Hava koşullarının uygun olduğu zamanlarda yürüyüşler yapın. Yüksek yoğunlukta kardiyo egzersiz içeren aralıklı egzersizler metabolizma hızınızı saatlerce canlı tutabilecek bir etkiye sahiptir. Egzersiz yapmak için vakit bulamıyorsanız gideceğiniz yere yürüyerek gitmek, asansör yerine merdiven kullanmak gibi fiziksel aktiviteler de metabolizma hızına yardımcı olacaktır. Ağırlık çalışması kas kitlenizi artıracağı için dinlenme durumunda olsanız bile daha çok kalori harcarsınız. Yemek sonrasında yapılan küçük yürüyüşler de metabolizmanın hızlı çalışmasını sağlamaktadır. Kafein de metabolizmayı hızlandırır! Asidik bir içecek olduğunu göz önünde bulundurarak günde iki fincan kahveyi (Türk kahvesi, filtre kahve ya da espresso) geçmeden metabolizmanız için uyarı sağlayabilirsiniz. Yeşil çay tüketimi de metabolizmayı hızlandırmaktadır. Nöralterapi ile yapılacak bir hormonal aks uygulaması metabolizmayı düzenler. Sorunlu olan organlara yönelik nöralterapi uygulaması ise hem organların daha sağlıklı çalışmasına hem de metabolizmanın artmasına neden olur. Biofoton, pulsatatif manyetik alan tedavisi, akupunktur tedavisinin metabolizma üzerinde düzenleyici etkileri vardır. Dr. Hüseyin NAZLIKUL, M.D., PhD. IFMANT = Uluslararası Nöralterapi Federasyonu Başkanı Bilimsel Nöralterapi Regülasyon Derneği Başkanı