ODA TV YAZILAR Gıda hassasiyeti nedir Hüseyin Nazlıkul yazdı Gıda intoleransı, vücudumuzun bir gıda ya da gıda bileşeni tarafından tetiklenen olaylara karşı gösterdiği ters tepkilerdir. Buna örnek olarak laktoz intoleransı verilebilir. Bağışıklık sistemi ile ilgili değildirler. Bu reaksiyonlar sindirilemeyen veya emilemeyen gıda ya da gıda bileşenlerinden dolayı meydana gelmektedir. Örneğin, laktoz intoleransına sahip kişilerin sütteki laktoz şekerini sindirecek laktaz enzimleri bulunmamaktadır. Laktoz intoleransı, dünyadaki yetişkin insanların yüzde 50'sinde görülen ve en çok bilinen gıda intoleransıdır. Bazı kişiler de, lezzet artırıcıları veya koruyucuları (sülfit) gibi katkı maddelerine karşı intoleransa sahiptirler. Semptomları kişilere göre değişkenlik gösterebilir ve genellikle hangi gıda bileşeninin, hangi reaksiyona neden olduğunu belirlemek imkansızdır. Gıda intoleransı semptomları gıda alerjisi ile karıştırılabilir. Bu nedenle bir gıdaya gösterilen reaksiyonun nedenlerini belirlemek amacıyla bir doktora danışmak önemlidir. GIDA INTOLERANSI NEDİR Bir gıda bileşenine karşı organizmanın gösterdiği bütün aşırı reaksiyonlara, gıda hassasiyeti denir. Gıda hassasiyeti, gıda alerjisi ve gıda intoleransı olmak üzere ikiye ayrılır. Her ikisinde de güvenli gıdalara karşı bile aşırı reaksiyon oluşabilir. Yediğimiz ve sağlıklı olduğunu düşündüğümüz birçok besin, vücudumuzda olumsuz etkiler yaratıyor olabilir. Örneğin çok sağlıklı olduğunu düşündüğümüz bir yumurta eğer vücudumuz tarafından sindirilemiyor ise, vücudumuz bu yumurtanın içindeki proteinlere karşı tepki vermeye başlar. Bu olumsuz etki "Gıda Intoleransı" olarak adlandırılır ve vücutta kilo almadan, birçok kronik rahatsızlığa kadar olumsuz etkilere yol açar. NASIL OLUŞUR Bu sorunun basit bir yanıtı yoktur. Bileşikten bileşiğe değişmekle birlikte, bazı enzimlerin eksikliği (vücuttaki spesifik kimyasal reaksiyonlar için enzimlere gereksinim duyulur), kalıtım, stres veya hastalıklar, dengesiz bir bağışıklık sistemi, çevre kirliliği ve dengeli bir beslenmenin olmaması, gıda intoleransını mümkün kılan başlıca mekanizmalardır. Besinlerin yenmesi ve vücudumuzdan atılmaları arasındaki süreçte besinler sürekli bir parçalanmadan geçerler. İlk olarak ağızda parçalanmaya başlayan besinler, daha sonra mide asitleri ve hareketleri ile belli bir kıvama gelir ve bağırsağa geçerler. Bağırsaktaki çeşitli enzimlerin ve yoğun olan bağırsak florasının etkisiyle bu besinler en küçük parçalara kadar ayrıştırılırlar. Besinlerdeki proteinler, bu ayrışma esnasında daha küçük parçalara, yani amino asitlere bölünür ve kana karışarak vücutta gerekli yerlerde kullanılmak üzere yolculuklarına devam ederler. BAZI PROTEİNLER AMİNO ASİDE PATÇALANMAZSA NE OLUR Vücudumuzda çeşitli enzimlerin olmayışı, bağırsak florasında bozukluklar veya geçici bağırsak sendromu gibi hastalıklar, besinlerin bağırsakta düzgün aminoasitleri oluşturacak şekilde parçalanmasını engeller ve gıdalar kana parçalanamadan geçerler. Savunma sistemi bunlara yabancı bir madde gibi muamele yapar ve aynı bir bakteriye veya virüse saldırdığı gibi savunma sistemini harekete geçirir. Bu saldırının neticesinde vücutta enflamasyonlar oluşur ve yan etkiler belirmeye başlar. Yükselen CRP değerleri en başta halsizlik, metabolizma yavaşlaması, bağırsak problemleri gibi semptomlara yol açar. Hastanın aynı gıdayı, farkında olmadan düzenli tüketmesi durumunda daha birçok kronik hastalık gelişmeye başlar. Bir sonraki yazımda ‘’gıda intolaransı ile gıda alerjisinin farkları’’ konusuna değineceğim. Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul Odatv.com