Diş sıkmada gece plağı yetmez: Kökten çözümü bu yazıda

Hüseyin Nazlıkul yazdı...

Bruksizm (diş sıkma ve gıcırdatma) ve temporomandibular eklem (TME) disfonksiyonu, yalnızca ağız ve çene bölgesini ilgilendiren lokal patolojiler olarak değerlendirilmemelidir. Bu kompleks tablonun arkasında, çoğu zaman kraniomandibüler sistemin nörovejetatif regülasyonundaki bozukluklar, üst servikal disfonksiyonlar, sakroiliak eklem instabilitesi ve torakolomber geçiş sendromları gibi yapısal ve otonomik nedenler yatmaktadır. Klinik deneyimlere göre bu tür hastalarda yüzeysel semptomlara yönelik yaklaşımlar, örneğin tek başına gece plağı veya botulinum toksin uygulamaları, sadece geçici rahatlama sağlamakta; uzun vadeli çözüm sunamamaktadır.

  1. Bruksizm ve TME Disfonksiyonunun Regülasyon Tıbbı Açısından Anlamı: Bruksizm genellikle stres, uyku bozuklukları ve emosyonel gerilimle ilişkilendirilse de, bu semptomlar çoğu zaman bir nörovejetatif disorganizasyonun sonucudur. TME disfonksiyonu ise, sadece lokal bir eklem problemi değil, bütün bir kraniomandibüler sistemin ve vagal aksın regülasyon bozukluğunun yansımasıdır.

Bu bağlamda:

  • Üst servikal segmentler (C0–C3)
  • Sakroiliak eklem disfonksiyonu
  • Torakolomber geçiş bozuklukları (Maigne Sendromu)
  • Frenik sinir irritasyonları

…TME’nin fonksiyonel dengesini doğrudan etkileyebilir. Klinik pratikte bu eksenel disfonksiyonların değerlendirilmediği durumlarda, çene bölgesine yapılan lokal girişimler sınırlı başarı sağlar.

  1. Manuel Tıp ile Ekseni Değerlendirmek: Temel İlk Adım: Bruksizm ve TME disfonksiyonunda tedaviye başlamadan önce, manuel tıp kapsamında şu eksenlerin detaylı değerlendirilmesi gerekir:
  • Kraniobazal duruş ve atlas-oksiput ilişkisi
  • Servikotorakal geçiş ve scapular denge
  • Sakroiliak eklem stabilitesi ve pelvik rotasyonlar
  • Thorakolomber geçiş (Maigne Sendromu) ve diyafram mobilitesi

Bu muayene sonucunda belirlenen disfonksiyonel alanlara yönelik manuel mobilizasyonlar ve regülasyon uygulamaları yapıldığında, TME üzerindeki yüklenme azalarak denge sağlanır.

  1. Nöralterapi: Bozucu Alanların Regülasyonu ve Segmental Yaklaşım: Nöralterapi, TME bozukluklarında iki düzeyde etki gösterir:
  • Segmental regülasyon: Üst servikal segmentlere, frenik sinir, n. vagus ve ganglion stellatum düzeyine yapılan enjeksiyonlarla otonomik regülasyon sağlanır.
  • Bozucu alan tedavisi: Özellikle diş çekim izleri, endodontik işlemler sonrası oluşan odaklar ve tonsiller bölge, bozucu alan olabilir. Bunların lokal anestezik ile enjeksiyonu vagal regülasyonu yeniden kurar.

TME’ye yönelik doğrudan enjeksiyonlar (intraartiküler ya da periartiküler) yalnızca segmental regülasyon sağlandıktan sonra yapılmalıdır.

  1. Gece Plağı: Ne Zaman, Ne Şekilde?

Geleneksel yaklaşımlarda ilk adım olarak önerilen gece plağı, çoğu zaman semptomatik ve yüzeysel bir müdahale olarak kalır. Özellikle üst servikal ve pelvik disfonksiyonlar düzeltilmeden verilen gece plağı, bazen durumu daha da kötüleştirebilir.

Ancak manuel tıp ve nöralterapi ile regülasyon sağlandıktan sonra, gece plağı ikincil bir destek olarak çok daha etkili olur. Bu noktada plağın çiğneme hattını stabilize etmesi, kas gerginliğini dengelemesi mümkün hale gelir.

  1. Botox Uygulamaları: Geçici Rahatlama Ama Kalıcı Çözüm Değil: Masseter ve temporalis kaslarına yapılan Botulinum toksin enjeksiyonları, kısa süreli rahatlama sağlasa da, nöral disfonksiyonları çözmez. Aksine, derin regülasyon eksik kaldığında bu uygulamalar semptomları maskeleyebilir. Botox, sadece regülasyon sağlandıktan sonra, geçici kas rahatlatıcı olarak düşünülmelidir.
  2. Bağlantılı Bozukluklar: Maigne Sendromu ve Sakroiliak Disfonksiyon: Maigne Sendromu olarak adlandırılan torakolomber geçiş sendromu, TME üzerindeki yüklenmeyi artırır. Benzer şekilde pelvik asimetri ve SIJ instabilitesi, baş-boyun eksenine yansıyarak çene fonksiyonunu bozar. Bu nedenle çene ağrısı ile başvuran her hastada bu bölgeler titizlikle değerlendirilmelidir.
  3. Psikoemosyonel Regülasyon ve Mikrobiyota Desteği: Bruksizmli hastalarda genellikle sürekli sempatik aktivasyon, kortizol artışı, bağırsak flora bozuklukları ve latent asidoz gözlenir. Bu hastalarda mikrobiyota düzenleyici destekler, NADH ve Q10 gibi hücresel enerji artırıcı takviyeler, antioksidanlar ve gerekirse şelasyon tedavileri entegre edilmelidir.

Bruksizm ve TME disfonksiyonu, sadece çene kaslarının ya da eklem yapısının değil, tüm kraniopelvik eksenin ve otonom sinir sisteminin dengesini ilgilendiren sistemik bir tablodur. Başarılı bir tedavi için:

  • Ekseni bozan yapısal disfonksiyonların manuel tıpla değerlendirilmesi,
  • Nöralterapi ile segmental ve odak regülasyonu sağlanması,
  • Gece plağının bu regülasyon sonrasında planlanması,
  • Destekleyici olarak akupunktur, fitoterapi ve mikrobiyota regülasyonunun eklenmesi

…gereklidir.

Dr. Hüseyin Nazlikul’un regülasyon tıbbı ve nöralterapi yaklaşımı, bu kompleks tablonun çözümünde hastaya hem kısa vadeli rahatlama hem de uzun vadeli regülasyon sunar.

Nöralterapi ve Hüseyin Nazlıkul’un diğer tedavi yöntemlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Hüseyin Nazlıkul