Haçlı Seferleri Kudüs için değil Ölü Deniz’deki tuz için yapıldı: Beyaz altın neden bu kadar önemli

Aynı malzemelerden bir yemek yaparız, ama her zaman aynı lezzeti vermez. Sevgiyle yapılan bir yemeğin lezzeti ve enerjisi bir başkadır. Bazı çiftçiler ayın ritimleriyle işlerini yaparlar.

Homöopati kelimesi “homoion”=benzeri ve “pathos”=acı çekme kelimelerinden türetilmiştir. Homöopati, tarihte ilk defa bir doktor, kimyager ve eczacı olan Dr. Samuel Hahnemann tarafından kurulmuş ve geliştirilmiştir. Homöopatik seyreltmeyle, aslında orijinal maddeden suda hiçbir şey kalmamasına rağmen iyileştirebilmektedir.

Fakat bizim için önemli olan madde değil, onun enerji içeriğidir. Homöopatik bir ilaç ne kadar çok sulandırılırsa o kadar etkili olur. Çünkü onu yavaşlatan madde enerjisinden arındırıp enerjilerinin rahat akışını sağlarız. Buradan yola çıkarak şimdi tuza geçiyoruz, sözüm ona beyaz altından beyaz zehire.” Mutfağınızda bulundurduğunuz tuz, tuz değil, sadece NaCl’dir. Tadı, tuzu andırsa da gerçekten tuzdan çok uzak bir şeydir.

Bildiğimiz tuzun ana öğesi ne kadar çok NaCl olsa da aslında doğal tuz kimyasal olarak çok daha fazla elementten oluşur. Bunlardan bilinen yaklaşık 84 elementtir ve NaCl bunun sadece 2 tanesini barındırır. İnsan bedeni de sadece su ve tuzdan oluşuyor ve bu tuz da aynı doğadaki tuz gibi bu 84 elementten oluşmakta. Ve öğrendiklerimize göre, önemli olan elementin kendisi değil, onun içerdiği enerji, enformasyonu, dalga boyu veya frekans deseni. Doğal tuzda fiziksel bedenimizde de bulunması gereken tüm elementler mevcuttur. Ve vücudumuzda herhangi bir element eksik olduğunda da bunun tuzda mevcut olduğunu biliriz. Bu da %100 rezonans = tınlaşım demektir. 1897 yılında, Schüssler (Schüssler Tuzları’nın kurucusu) insan bedenleri yakıldığında geriye kalanın tuz olduğunu tespit etmiştir.

Bedeninizde tuz olmasaydı hiçbir düşünceyi düşünemeyeceğinizi biliyor muydunuz? Eskiden yemeklere tuz yemeklerin tuzlanması için değil, düşünme yetisine sahip olabilmek için konulurdu. Kiliselerdeki takdis edilmiş su, belli bir titreşim karakterini aktarmak için kullanılıyordu. Veya çocukların vaftiz edilmeleri örneği: Çocuğa kendi içindekilerini hayatında güçlendirerek çıkarabilmesi, tanıyabilmesi için vaftiz suyuyla titreşimler verilir. Eskiden tuz hakları, tuz savaşları, tuz yolları diye terimler mevcuttu. Tuzun atom yapısı moleküler değil, elektriksel olarak görünüyordu. Tuzu suya koyduğumuzda ve çözüldüğünde sole, yani bunların oluşumunun üçüncü boyutu ortaya çıkıyor. Bu karşılıklı etkiden dolayı tuzun tarafsız gücü vardır, böylece bedende tuzla Her şeyi dengeleyebiliriz; bedenin içinde, dışında, tüm titreşim oranları tamamen nötralize edilebilir.

Artık bugün sadece tuzun kristalli yapısından dolayı radyasyon durumlarını etkisizleştirmenin mümkün olduğunu biliyoruz. Tuzun içinde fiziksel bedeni de oluşturan her tür titreşim oranının mevcut olduğu çok eskilerden beri bilinmektedir.

Haçlı seferleri Kudüs’ü dinsizlerden kurtarmak için değil, Ölü Deniz’de tuz haklarını elde edebilmek için yapılmıştır. Bu beyaz altının anlamını ve önemini doğru anlamak için tarihi doğru anlamalıyız. “Sal” kelimesi Latincede “sol” kelimesinden gelir, bu da sole, yani su ve tuzun oluşturduğu karışımın adı; yine aynı zamanda Latincede ve İtalyancada sol=güneş demektir. Böylece ‚sole‘ sıvı güneş ışığı, biyofotonlar, ışık kuvantları anlamındadır.

Odatv.com

Hüseyin Nazlıkul