Her gün kilonuza göre su için

Hüseyin Nazlıkul yazdı

Vücudumuzun; embriyo da yüzde 90, yeni doğanda yüzde 80, 3 haftalık bebekte yüzde 70, erişkinde yüzde 60 ve ileri yaşlarda yüzde 60’ını oluşturan su, yaşamımız için vazgeçilmez bir temel ihtiyaçtır. İnsan vücudu, bazı besin maddelerinin eksikliğinde haftalarca hatta yıllarca yaşayabilirken, susuz yaşamın ancak birkaç gün idame ettirilebilmesi suyun hayati olduğunun en anlaşılır ispatıdır.

Vücutta suyun alınma ve atılma mekanizmaları böbrekler, akciğerler, deri ve birçok hormon ile kontrol edilmektedir. 150 ml su değişimine hassas olarak çalışan bu sistem vücut iç dengesinin korunmasında önemli göreve sahiptir.

Vücut su içeriği bireysel farklılıklar gösterirken yaş ilerledikçe azalmaktadır. Yeni doğan bir bebeğin vücudunun su oranı yüzde 80 iken, yaşlılıkta yüzde 45-50 civarına düşmektedir. Ancak her ne kadar su miktarı azalsa da görev ve işleyişinin önemi aynı kalmaktadır.

Yetişkin bireylerde her gün vücut suyunun yüzde 4-6‘sı atılmakta ve günlük alınan su ile yer değiştirerek yenilenmektedir. Vücut su içeriğinde yüzde 3-5'lik bir değişme bile önemli dehidratasyon bulgularına yol açabilir.

SUYUN KAYNAĞI

Susuzluğu giderecek en değerli içecek sudur. Özellikle canlı su, cam şişede, toprak kapta, akarsudan alınan ya da bazı medikal sistemler ile canlandırılan su.

Su olarak kabul edilebilecek olan sıvıların başında maden suyu (soda değil; soda içine gaz basılmış olan sudur. Bkz. Hayatı Keşfet. H. Nazlıkul) gelir. Bunun dışında çok açık bitki çayları, ayran, taze meyve ve sebze sularıdır. Bitki ve meyve çayları en az su kadar değerlidir.

Suyun kaynağı yalnızca içilen sıvı gıdalar olmayıp, vücutta enerji oluşturan besinlerin metabolizmalarının son ürünleri de su ihtiyacımızın bir kısmını karşılar.

Çay, kahve, alkollü ve alkolsüz içeceklerin hepsi suyun yerini asla tutmazlar. Çay tüketimi çok yaygın olan ülkemizde olduğu gibi, çok tüketilen çay, kahve ya da meşrubatlar ve alkol su ihtiyacını karşılamadığı gibi aksine diüretik (su atıcı) oldukları için vücudun su ihtiyacını arttırırlar.

Ülkemizde özellikle çalışma mekânlarında insanlar susadıklarında çoğu kez çay içerek susuzluklarını gidermeye çalışırlar. Oysa bu durum bir kısır döngüyü başlatır ve susuzluğun daha da kökleşmesine sebep oluyor. Oysa Türk geleneklerine göre kahvenin yanında bir bardak su ikram edilmesinin sebebi, ikram olunan kahve ile kaybettirilen suyun takviyesini de ikram etmek amaçlıdır. Tüm atasözü ve geleneklerimizde olduğu gibi bu örnek de çok anlamlı ve sağlıklıdır.

NE KADAR SU İÇMEMİZ GEREKİYOR

İnsan bedeninin 2/3'ü sudan oluşmaktadır. Günde ne kadar su içmemiz gerekir sorusuna, yaygın olarak “2 litre su” bilgisi var. Ancak bir düşünün lütfen; 50 kg minyon genç bir kadının günlük su ihtiyacı ile 90 kg erişkin iri yapılı bir erkeğin günlük su ihtiyacı aynı olabilir mi?

Uzmanlar insanların kilosuyla orantılı bir biçimde su içmesi gerektiğini söylüyor. 1 kg birim için ortalama 40 ml. su içilmesi gerekiyor. Yani 70 kg olan bir kişinin günde en az 2800 ml (ortalama 2,5-3 litre) su içmesi gerekiyor.

Kliniğimizde hasta sorgulaması içinde mutlaka sorduğumuz sorulardan biri, günlük ne kadar su tüketiyor olduklarıdır. Üzülerek belirtiyorum ki su içmeyen ve suyun önemini bilmeyen bir toplumuz. Oysa dört yanı su ile çevrili ve su kaynakları çok zengin bir ülkeyiz. Son 30 yıldır çeşmelerimizden akan su içilemese de su sıkıntısı olmayan bir ülke olduğumuzu söyleyebiliriz. Buna rağmen su içmiyoruz.

Bir sonraki yazımda ‘’Neden su içmemiz gerekir’’ konusuna değineceğim. Su hakkında daha geniş ve bilgi isterseniz; Hayatı Keşfet, Detoksu Keşfet, Neden Yanlış Yaşıyoruz ve Unuttuğum Bedenim adlı kitaplarımdan faydalanabilirsiniz.

Hüseyin Nazlıkul

Odatv.com