Kilo almanızın sebebi bu olabilir
Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı...07-11-2021
Yapılan araştırmalar, az ve kalitesiz uykunun obezite açısından bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Temelinde ise iştahı azaltan leptin hormonu, glikoz toleransı ve insülin duyarlılığının düşmesi, kortizol ve ghrelin (iştah artırıcı) hormonlarının artması gibi metabolik ve hormonal değişiklikler yatar.
Ayrıca kötü bir uykunun obeziteyi provoke eden genlerin aktivasyonu için uygun ortamı sağladığına dair kanıtlar mevcuttur. Kısacası az uyuyorsanız şişmanlamaya adaysınız demektir!
Hem süre hem de kalite bakımından yetersiz bir uyku, obezite ve tip II diyabet gelişimi için bir risk faktörüdür. Bu yüzden iyi bir gece uykusu, obezite ve tip II diyabetin önlenmesi ve tedavisinde diğer sağlık önlemleriyle birlikte kritik bir sağlık bileşeni olarak görülür.
EN AZ 6 SAAT UYUMANIZ GEREKİR!
Sağlıklı bir hayat için ihtiyaç duyulan uyku süresi, genetik faktörler de dahil olmak üzere yaşa, mevsime, yaşanılan bölgeye, yapılan işe ve kişiden kişiye değişir. Ortalama uyku ihtiyacı günde 5-10 saat arasında değişmekle birlikte yetişkin bir insanın günde 6-8 saat uyuması gerekir. Ancak kısa uyuyanlardan bahsederken hafta içi 6 saat uyuyup hafta sonunda uyku sürelerini 8-10 saate uzatarak eksik uykularını telafi edenler değerlendirme dışında bırakılmalıdır.
Süre olarak daha az uyuyan bir kişinin, fazla uyuyan birine göre kendini daha tatminkar bir uyku uyumuş ve daha dinlenmiş hissetmesi de mümkündür. Örneğin Napolyon ve Churchill gibi tanınmış kişiler az uykuyla yetinen insanlar olarak bilinir ve medyada bu özellikleri sık sık konu edilir. Burada dikkat çeken nokta; uykunun süresinden ziyade kalitesidir.
Aslında stresli ve sıkıntılı insanların daha fazla uyuduğu, hayata olumlu bakan, iyimser, neşeli, kendisiyle barışık olanların ise daha az uykuyla yetindiği gözlemlenmiştir. Türkiye’de toplumun sadece %10’u 6 saatin altında uyku ile hayatlarını sürdürürken, Almanya’da toplumun %15’i 6 saatin altında uyku ile yetinebilir.
UYKUYA DALMA SÜRESİ VE UYKUNUN DEVAMLILIĞI ÖNEMLİ!
Bazıları başını yastığa koyar koymaz uykuya daldığı halde bazıları başını yastığa koyduğu andan itibaren gün içinde yaşadıklarını ve ertesi gün karşılaşacakları problemleri düşünmeye başlayıp uykuya ancak sıkıntılı saatler sonrasında, güçlükle dalabilirler. Uykuya dalmak için geçen sürenin uzunluğu ve bu sıradaki sıkıntı düzeyi kaliteli bir uyku uyumayı etkileyen en önemli faktörlerdendir. Uykumuzdan dinlenmiş uyanmamızı sağlayan ikinci bir faktör ise gece içindeki uyanma sayısıdır. Yapılan araştırmalarda görülmüştür ki gece içinde kısa veya uzun süreli uyanıklıklar yaşayanlar, devamlılığı bozulmuş “fragmante” uykuyla yetinmek zorunda kalırlar. Böyle durumlarda asla tatminkar bir uyku uyunamaz. Uykuya dalma süresi ve uykunun devamlılığıyla ilgili veriler, uykunun tatmin ediciliğiyle ilgilidir. Ancak iyi uyuduğumuzu kanıtlayacak kriterler henüz belirlenememiştir.
YEMEKLERDEN SONRA BASTIRAN UYKUNUN DA BİR AÇIKLAMASI VAR!
Yemekle birlikte mide ve bağırsaklara bol miktarda yabancı protein, mantar ve mikrop girer. İşte böyle bir ortamda savunma sistemimizi korumak adına kısa bir öğlen uykusu uyumakta fayda vardır. Ancak unutmamak gerekir ki, hücre yenilenmesi ve hormonal reaksiyonlar sadece geceleri meydana gelir. Yani öğle uykusu, güzellik uykusu değildir, bir savunma sanatıdır! Gerçek güzellik uykusu, gece uyunan uykudur. Çünkü beynimizin salgıladığı melatonin hormonu hava karardıktan sonra ve gözümüzün ışık almadığı ortamda üretilir. Cildin yenilenme işlemini bu hormon başlatır.
Bu konuda ve benzer konularda daha fazla bilgi edinmek için “Uykunun Sihirli Gücü’’ kitabımdan faydalanabilirsiniz.
Hüseyin Nazlıkul
Odatv.com