Korona (Covid 19) Diyabet Hastalarını Tehdit Ediyor
COVID-19 enfeksiyonu bazı kişilerde tamamen asemptomatik olarak seyrederken, bazılarında ise hastalığın seyri daha karmaşık ve bazen ölümcül...01-01-1970
Gerek Covid 19 enfeksiyonunun neden olduğu pandeminin ilk dalgasında ve gerekse de ikinci dalga sırasında, bazı kişilerin Covid 19 enfeksiyonuna yakalanma riskinin özellikle yüksek olduğu hızla ortaya çıktı.
Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus) genelde tip-2 şeklinde (%90) olup çoğunlukla 50 yaş üzerinde görülmektedir. Özellikle kontrolsüz şeker hastalığı bağışıklık sisteminin çalışmasını olumsuz yönde etkilemekte ve vücudun mikroplar ile savaşmasına kısmen de olsa engel olmaktadır. Bu nedenle şeker hastaları hem hastalık hem de yaşları nedeni ile bu salgında risk altındadırlar.
Korona virüsü enfeksiyonunun diyabet, kalp, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalıklarda ve bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda daha kötü seyrettiğine dair ciddi kanıtlar vardır.
Covid-19'dan en ciddi şekilde etkilenen bölgelerden elde edilen veriler şeker hastaları için ölüm riskinin neredeyse % 50 arttığını göstermektedir. Fransa Diyabetoloji dergisinde Haziran 2020 ve Eylül 2020'de yayınlanan araştırmalar, her 10 diyabetli hastanın hastaneye kaldırıldıktan sonraki ilk 7 gün içinde öldüğünü göstermiştir.
İkinci dalgayı yaşadığımız şu günlerde artık bu konuda çok daha fazla bilgiye sahibiz. Son çalışmalara, gözlemlere ve tespit edilen bulgulara göre, yaşlılık, erkek cinsiyeti, obezite (şişmanlık), yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalıklar ve özellikle şeker hastalığı korona enfeksiyonu açısından büyük risk oluşturmaktadır.
Covid 19 Açısından Risk Faktörleri
- 50-60 yaş üstü kişiler
- Şeker hastalığı
- Yüksek tansiyon
- Akciğer hastalıkları (örneğin KOAH)
- Şişmanlık
- Kanser hastalıkları
- Biyolojik ajan kullanımı
- Bağışıklık sistemi zayıflığı
Şeker hastası olan kişilerde bunun yanında başka hastalıklar da mevcut olduğunda risk oldukça artıyor.
Korona virüsü enfeksiyonunda kan şekeri kontrolünün iyi sağlanması enfeksiyon riskini ve şiddetini azaltmada en önemli önlemdir. Kan şekeri kontrolü demek, açlık kan şekerinin 80-130 mg/dl civarında, yemeklerden 2 saat sonra bakılan tokluk kan şekeri seviyesinin ise 160 mg/dl altında olmasıdır.
Korona oksidatif stresi arttırarak damar iç yüzüne hasar vermektedir. Damar sisteminde oluşan bu hasar birçok organ sistemine zarar vermektedir. Kontrolsüz diyabeti olan kişiler de bu oksidatif stresi en fazla şekilde yaşamaktadırlar. Kişinin ne kadar süredir şeker hastası olduğuna veya kan şekeri seviyesinin düzensizliğine bağlı olarak, kan damarları özellikle kan damarlarının iç tabakası ve sinirler zarar görebilir. Diyabet özellikle kan şekeri ayarı kontrolsüz kişilerde vücutta damar yapısını bozmakta ve savunma sistemini yani bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır.
Diyabet hastalarında Covid 19 enfeksiyonu ve diğer enfeksiyonlar diyabetli olmayanlara göre daha ağır seyretmektedir. Bu kişilerin hastaneye yatış gereksiniminin, yoğun bakım ihtiyacının ve ölüm (mortaliteleri) oranlarının , diyabetik olmayan kişilerden daha yüksek olduğu bir çok çalışmada gösterilmiştir.
Diyabet hastası olup şeker regülasyonu düzensiz olanlarda, bu düzensizliğe bağlı daha önceden hasar görmüş organ sistemleri varsa (özellikle hipertansiyon) bulaşıcı hastalığa yakalanma daha kolay olmakta, klinik seyir daha ağır olmakta ve ölüm riski artmaktadır.
Kan damarlarında ortaya çıkan hasar ve sinir iletkenliğindeki düzensizliklere bağlı olarak ikincil hastalıklara yol açabilen organ hasarı ortaya çıkar. Özellikle dolaşım sisteminde düzensizliği, sinir iletkenliğinde düzensizliği ve sindirim güçlüğü olanlarda ikincil hastalıkların çok daha hızlı ve kolay geliştiği ve bu kişilerin sürekli bir iltihap yani enflamasyon durumu yaşadıkları uzun zamandan beri bilinen bir gerçektir.
Diyabetle ilişkili yaygın komplikasyonlar:
- Damar ve koroner kalp hastalığı
- Emboli (pıhtı atma) oluşması
- İnme (Felç)
- Böbrek hasarı ve böbrek fonksiyonlarında azalma
- Sık sık tekrarlayan sistit benzeri idrar yolu enfeksiyonları
- Yara iyileşmesinde gecikme
- Hormonal düzensizlikler, erektil disfonksiyon
- Menopoz seyrinin ağırlaşması
- Sinir hasarına bağlı nöropati
- Kronik yorgunluk ile seyreden klinik bulgular
- Kronik yara enfeksiyonları
Şekeri düzensiz olan hastalar daha büyük risk altındalar !!
Kan şekeri düzeyleri iyi olan, dengeli beslenen, bedensel aktivitesine dikkat eden, uykusuna önem veren, stres yönetimi konusunda çaba içinde olan diyabetli kişilerde şeker hastalığına rağmen ikincil hastalıklar nadirdir. Şeker düzeylerini iyi kontrol altına tutmalarına rağmen risk grubunda olduklarını göz önünde bulundurarak kendilerini Korona ve diğer virüs enfeksiyonlarından olabildiğince iyi korumaları gerekir.
Özellikle metabolik sendrom ile seyir eden şeker hastaları büyük risk altındalar!
Tip 2 diyabet hastası olup da kilo fazlalığı ve hipertansiyonu da olan kişilerin daha büyük risk taşıdığını gözlemliyoruz.
Birçok şeker hastasının ileri yaşta olması ve ikincil hastalıklarının olması hastalığın şiddetli seyretmesinin nedenleridir. Şeker düzensizliğine bağlı olarak bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalar enfeksiyon hastalıklarına karşı daha korunaksız olurlar. Pankreas organının fonksiyonel olarak zorlanması, Korona virüsün de pankreas fonksiyonlarını baskılaması ve damarlarda meydana gelen mikro dolaşım bozukluğu ile tetiklenen pıhtı atma riskinin artması da kinik seyirin daha ağır olmasına neden olur
Yeni bir çalışma Covid 19 virüsünün pankreasta yer alan insülin adacıklarına seçici olarak hasar vererek şeker hastalığında klinik seyri ağırlaştırdığını ortaya koymaktadır.
Özellikle şu günlerde yaşamakta olduğumuz Covid 19 ikinci dalgasında önerilen hijyen ve maske başta olmak üzere genel güvenlik önlemleri, diğer herkes için olduğu gibi şeker hastaları için de geçerlidir. Şeker hastası olan kişilerin bu korona önlemlerine herkesten daha çok dikkat etmesi gerekmektedir. Diyabetli kişilerin öz bakım, fiziksel aktivite, doğru beslenme konularında daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
Diyabetli olan ve dolaşım sorunu yaşayan kişilerin risk almaktan kaçınmalarını önermekteyiz. Bu önerilere gereksiz yolculuklardan kaçınmak, kapalı mekanlara mümkünse girmemek, toplum içinde ağız, burun ve gözün koruması için maske ve gözlük kullanmak ve soğuk algınlığı semptomları olan kişilerden muhakkak uzak durmak da eklenebilir
Korona virüsü ile enfekte olduğu kanıtlanan bir kişiyle teması olan tüm diğer kişiler, daha önceki herhangi bir hastalığa bakılmaksızın 14 gün evde karantinada kalmalıdır. Şeker hastalığı olanların ise bu karantina süresine muhakkak uymaları gerekmektedir. Eğer bir solunum yolu enfeksiyonu belirtileri ortaya çıkarsa telefonla hemen doktorlarına başvurmaları gerekir.
Sonuç olarak;
Şeker hastalığı olan, kan şekeri düzensiz olan ve fazla kilolu olan insanlarda Korona virüsünün çok daha ağır seyrettiğini gözemliyoruz. Bu gözlemler bir yandan, insülin direnci zayıflamış ve şeker düzensizliği olan kişilerde bedenin bu enfeksiyon durumunda bir bağışıklık tepkisine yol açabildiği, diğer yandan virüsün diyabetiklerde büyük olasılıkla bozulmuş ACE1 / ACE2 dengesini kullanarak hızla çoğalma ortamı bulduğu ve bunun zemininde pankreasta yer alan adacık hücrelerine hasar vererek tabloyu ağırlaştırdığı yönündedir.
Çok miktarda yiyerek değil, yeterli ve dengeli beslenerek günlerinizi geçirin. Öncelikle fazla karbonhidratlı yiyeceklerden, tatlı ve unlu gıdalardan uzak durun, günlük bedensel aktivite yapın, fazla kilolarınızdan bir an önce kurtulmaya çalışın, uykunuza dikkat edin, yeteri kadar su için, sigarayı ve alkolü hayatınızdan çıkarın, işlenmiş ve hazır gıdalardan kesinlikle uzak durun, küçük şeylerle mutlu olmaya çalışın, her gün gülecek ve mutlu olacak küçük ödüllendirmeler yapın ve Korona enfeksiyonu için önerilen koruma ve hijyen kurallarına sadık bir şekilde uyun.
Unutmayın düzenli yapılan spor ve bedensel aktivite hem insülin direncinizi kırar, bağışıklık sisteminizi güçlendirir hem de fazla kilolarınızdan kurtulmanız için yardım sunduğu gibi kaslarınızın güçlenmesini ve bedeninizdeki dolaşım sisteminin onarılmasına yardımcı olur
Korona enfeksiyonu ile mücadele ettiğimiz bu günlerde diyabetli kişilerin evde kendilerini izole etmeleri ve hastalık yönetimini bu süreçte iyi yürütmeleri son derece önemlidir. Önlem almak hasar oluştuktan sonra onarmaktan daha kolaydır. Kişisel çabanızla çözüm alamadığınız durumda muhakkak doktorunuza danışmanızı öneriyorum...