Migren tedavisinde yeteri kadar bilinmeyenler... Nöralterapi yöntemi nedir

Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı...

Migren tipleri nelerdir?

Klasik migren Aura ile birlikte olan migrendir. Migren hastalarının %15 kadarında klasik migren görülür.

Yaygın migren Aurasız migrendir. Migren hastalarının yaklaşık %80'inde görülür.

Menstürel migren Adet döneminin başlangıcında veya adet döneminde görülür. Diğer zamanlarda görülmez. Çalışmalar menstürel migrenin genellikle aurasız olduğunu göstermektedir.

AĞRIYI BASTIRMAK AMAÇLANIR

Bu üçü dışında nadir görülen çok sayıda migren tipi de vardır ancak bunlar tüm migrenlerin yalnızca %5'ini oluştururlar. Baziler migren, hemiplejik migren, oftalmoplejik migren, retinal migren ve post-travmatik migren örnek olarak verilebilir.

İlaçlarla migren tedavisi semptomatiktir yani sadece ağrıyı bastırmak amaçlanır. Oysa Nöralterapi ile migrene yaklaşım sebebe yöneliktir. Nöralterapiyle tedavide amaç migren yakınmalarını ortaya çıkaran nedeni bulmak, nötralize etmek ve dengelemektir. Nöralterapi yaklaşımında, yakınmaları ortaya çıkaran patofiziyolojik değişiklikler incelenir, kişiye özel durum tespit edilir ve ortadan kaldırılır.

Regülasyon Tıbbına göre baş ağrılarının sınıflandırılması:

1- Migren tipi baş ağrısı

2- Bozucu alan kaynaklı baş ağrısı

3- Vasküler baş ağrısı

4- Cluster tip baş ağrısı

5- Nevralji kaynaklı baş ağrısı

6- Psikolojik kaynaklı baş ağrısı

7- Gerilim tipi baş ağrısı

8- Oftalmik kaynaklı baş ağrısı

9- Enfeksiyon kaynaklı baş ağrısı

10- Dental kaynaklı baş ağrısı

11- Katar tipi baş ağrısı

12- İyatrojenik baş ağrısı

Migreni anlamak ve tedavisinde başarılı olmak için farklı bir bakış açısı ve anlayış gerekmektedir. Nöralterapi ile regülasyon tıbbı bu bakış açısını sağlar.

Nöralterapi; organizmanın organik olmayan lokal veya genel hastalıklarında, vejetatif sinir sisteminin (VSS) afferent ve efferent yollarının uyarılmasıyla veya uyarının engellenmesiyle, bozulmuş doku ve veya organ perfüzyonunun yeniden regülasyonunu sağlayan etkin bir tedavi metodudur.

GEN BOZUKLUĞU OLDUĞU SANILMAKTADIR

Migrenin nedenleri bugüne kadar yeterince açıklanamamıştır. Hala çeşitli teoriler tartışılmaktadır. Bunlardan bazıları; migrenin bir damar hastalığı olduğu, sinir sisteminde biyokimyasal değişime uğrayan taşıyıcılar sayesinde oluştuğu, beyin sapının tahrişi sonucunda veya beyin aktivitesinin değişimi sonucunda oluştuğu yönündedir. Migrenin bir türü olan kalıtsal hemiplejik formun, 19. kromozomla alakalı bir gen bozukluğu olduğu sanılmaktadır.

Baş ağrıları başka sebeplerden de kaynaklanabilir. Örneğin hasta fark edilmeyen görme bozukluklarını ya da bazı nevralji formlarını migren sanabilir. Costen sendromu gibi çene yapısı bozuklukları veya beyin tümörleri de baş ağrılarına sebep olabilir. Geleneksel tıpta baş ağrısının asıl nedenini tedavi eden bir yöntem henüz geliştirilmediği için hastaya genelde ağrı kesici verilir. Günümüzde özellikle kısa süreli müdahalelerde “triptanlar” kullanılır. Koruyucu ya da önleyici tedavi olarak hastalara kalp hastalıklarında kullanılan beta-blokerler, kalsiyum antagonistleri ya da trisiklik antidepresanlar verilir.

Yapılmış pek çok çalışma nöralterapinin migren tedavisinde etkin olduğunu göstermektedir. Ne yazık ki nöralterapinin migren tedavisindeki etkinliği, halk ve hekim camiası tarafından yeteri kadar bilinmemektedir. Örneğin; sezaryen sonrası başlayan baş ağrısı için uygulanan tedavilerle iyileşemeyen ve bu ağrıyla yaşamaya alışan pek çok kadın hasta vardır. Oysa Nöralterapi sayesinde bu hastaları çok kısa zamanda sağlıklarına kavuşturmak mümkündür.

Migren yakınması olan ve bugüne kadar başarıyla tedavi edilememiş her hastada Nöralterapi yöntemi mutlaka denenmelidir. Migrenin farklı türleri vardır ve nöralterapiyle hepsinin tedavisine katkı sunmak mümkündür. Ayrıca kronik migrende bağırsak florasının ve besin duyarlılığının değerlendirilmesi ve kişiye özel bir beslenme programı oluşturulması unutulmalıdır.

Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul

Odatv.com