Neden yorgun hissediyoruz
Hüseyin Nazlıkul yazdı...27-10-2019
Tüketim toplumuyuz. Çok hızlı tüketiyoruz hem de her şeyi. Parayı, sevgiyi, zamanı, bilgiyi…
Sabah güne çalan telefon saatlerimize hızla yataktan koşarak başlıyoruz. Çocuklarımızı okula, kendimizi işimize yetiştirmeye çalışıyoruz. Gün içinde daha hızlı teknolojik araçlarla işlerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz. Her şeyi Google’dan buluyoruz. Her şeye çabuk ulaşıyoruz. Ama çabuk ulaştığımız her şeyin kıymeti ya da tüketimi daha hızlı oluyor. Günün sonuna eve yetişiyoruz. Ailemize yemek yetiştiriyoruz. Hızla yiyoruz yemeklerimizi. Sonra çocuklar ödevlerini yetiştiriyor, bizler de dizilere yetişiyoruz. Yorgun daha yorgun uykuya koşuyoruz telaşla… Ve uykuda bile zaman daha çabuk tükeniyor sanki.
Demem o ki, hızlı yaşıyoruz. Aslında teknoloji bize yetişemiyor. Üst model telefonlar, daha hızlı bilgisayarlar, daha hızlı arabalar, daha teknolojik evler. Ama hayatımız kolaylaşacağına daha yorgun ve daha zamansızız hepimiz.
Neden daha yorgunuz artık?
NEDEN DAHA YORGUNUZ
Son yıllarda bunun bilincine varmaya başladık ve bu sebeple pek çok enerji çalışmaları var. Bu sefer de bir enerjidir, bir sipirütüelliktir gidiyor. Bilen de bilmeyen de atıyor kendini bu çalışmaların içine. Ama bu benim konum değil. Ben neden daha yorgun olduğumuzu anlatmak istiyorum.
İnsan vücudu elektriksel bir bedendir. Hücrelerimiz elektriksel ileti ile çalışır. 90 mV’luk bir akımın iletisi ile çalışır bu mükemmel makine. Ancak yaşadığımız ortamlara da bir bakalım; uydular ile bağlantı halinde yürüyoruz. Cep telefonlarımızın hepsinde internet bağlantısı var. Ofislerimiz bir kablo ağı halinde. Evlerimizde de internet var hem de kablosuz bağlantı var, her yerde. Akıllı binalarda yaşanıyor. Her şey uzaktan kumandalı; klima, kapılar, elektrikli tüm aletler. İş yerlerimiz de öyle, camları bile açılmıyor. Hafta sonu gidilen alışveriş merkezleri, tam bir elektrik dünyası! Televizyon karşısında uyuyoruz, kucağımızda uzaktan kumanda, üzerinde ipad ve yanımızda internet bağlantılı akıllı telefonlarla.
Yorgunuz! Bedenimiz iyi bile dayanıyor bence…
Bedenimizin dinlenebilmesi için bu elektrik ağından çıkması gerekiyor. Bunu yapamadığımız için sürekli gergin, stresli ve yorgunuz. Yorgunluğumuzun başka sebepleri de var tabii, beslenme bağlantılı latent asidoz gibi ama bunu da bir başka yazımda paylaşacağım sizlerle.
NE YAPMAMIZ GEREKİYOR
Normal koşullarda yerkürenin ve atmosferin bir çekim gücü var. Ve bizler bu iki büyük çekim alanında kendi elektrik bedenimizle bir denge halinde yaşıyoruz. Yani yaratılışımızın doğalı ve doğası bu! Ancak insan yapımı bu modern ve maalesef hızla alıştığımız, konforlu yaşam şekilleri bizim dinlenmemize engel oluyor.
Hani bilgisayar başında çok kalırsak gözlerimiz yanar; AVM’lerde çabuk yoruluruz, ısınırız, ateş basar; cep telefonunda uzun konuşursak kulağımız ısınır… İşte bunların hepsi yoğun elektriksel alana maruz kaldığımız için olur. Bedenlerimiz de sürekli olarak bu elektriksel alanlar içinde sürekli bir dinlenememe durumu ile baş etmeye çalışıyor. Sonuç kimi zaman kronik yorgunluk, kimiz zaman sebepsiz gerginlik, kimi zaman ağrılı hastalıklar…
Peki, ne yapmamız gerekiyor? Büyük şehirleri ve bu konforlu hayatlarımızı terk mi etmemiz gerekli? Buna evet demek, en azından kendim için bile gerçekçi bir cevap olamaz. Ama alabileceğimiz bazı önlemler var tabi:
- Uyuyacağınız odada elektrikli bir cihaz bulundurmayın.
- Cep telefonlarınızı sürekli olarak üzerinizde taşımayın.
- Cep telefonlarınızı kulaklıkla kullanın.
- Ve mümkün olduğunca az konuşmaya özen gösterin.
- Dinlenme zamanlarınızı açık havalarda geçirmeye özen gösterin.
- Her fırsatta doğaya çıkın.
- Elektromanyetik alan koruyucu cihazlar kullanın.
- Akıllı telefonları çocuklarınızın oyuncağı yapmayın.
Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul
Odatv.com