Pandemi Döneminden Sonra Yaygın Karşılaştığımız Beyin Sisi: Artış Nedenleri ve Multidisipliner Yaklaşım ile Etkin Mücadele Yöntemleri

Özet:

Corona pandemisi, yalnızca fiziksel sağlık sorunlarına değil, aynı zamanda zihinsel ve nörolojik problemlere de yol açmıştır. Beyin sisi, konsantrasyon eksikliği, dikkat sorunları ve kronik yorgunluk gibi semptomlarla kendini gösterirken otoimmün hastalıklar ve mitokondri disfonksiyonlarıyla da ilişkili bir şekilde artış göstermiştir. Bu makalede, beyin sisiyle mücadelede kullanılan yöntemler ve özellikle nöralterapinin rolü, mitokondriyal destek sağlayan NADH, Q10, B3, C vitamini ve çinko gibi vital besinlerin etkisi, bağ dokusunun temizlenmesi için 1elasyon ve antioksidan destekler ile disbiyoz yönetimi kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır.

Giriş

Covid 19 – Corona - Pandemi dönemi, bireylerin yalnızca enfeksiyon kaynaklı sorunlarla değil, aynı zamanda uzun vadeli etkileri olan nörolojik ve sistemik sağlık problemleriyle mücadele etmelerine neden olmuştur. Beyin sisi, bu süreçte en sık bildirilen semptomlardan biri olarak dikkat çekmiştir. Beyin sisinin kökeninde, kronik inflamasyon, mitokondriyal disfonksiyon, disbiyoz, otoimmün yanıtlar ve bağ dokusu bozulmaları gibi çoklu faktörler yer almaktadır.

Beyin Sisinin Etiyolojisi

Mitokondriyal Disfonksiyon: Mitokondri, enerji üretiminden sorumlu hücresel organellerdir. NADH, Q10 gibi koenzimler enerji üretim zincirinde kritik roller oynar. Pandemi sürecindeki stres, enfeksiyonlar ve toksik maruziyetler mitokondriyal fonksiyonların bozulmasına yol açarak enerji üretimini azaltmış ve yorgunluğa katkıda bulunmuştur.

Bağ Dokusunun Rolü ve Toksinler: Bağ dokusu, vücut toksinlerinin biriktiği alanlardan biridir. Toksin yükünün artması, bağ dokusundaki inflamasyonu artırarak nöral iletişimde bozukluklara neden olur. Bu süreç, hem bağışıklık sistemi üzerinde hem de beyin sisine neden olan süreçlerde doğrudan etkilidir.

Disbiyoz ( Bağırsak Flora Bozukluğu) ve Bağırsak-Beyin Ekseni: Bağırsak mikrobiyotasının dengesizliği (disbiyoz), nöroinflamasyonu tetikleyerek beyin sisi semptomlarını şiddetlendirebilir. Probiyotik desteği ve doğru beslenme, bağırsak-beyin eksenini destekleyerek semptomların azalmasına katkı sağlar.

Kronik İnflamasyon: Pandemi sürecinde kronik inflamasyon, özellikle uzun Covid hastalarında sıkça görülmüştür. Sistemik inflamasyonun etkisiyle hem nörolojik hem de bağışıklık yanıtları etkilenmiştir.

Beyin Sisiyle Mücadelede Nöralterapinin Rolü

Nöralterapi, otonom sinir sistemi üzerinden düzenleme sağlayarak kronik inflamasyonun kontrol altına alınmasına katkıda bulunur. Bozucu alanların tespiti ve tedavisi, semptomların azalmasında kilit rol oynar.

Regülasyon ve Nöralterapi:

• Kronik inflamasyonun azaltılması.

• Mitokondri fonksiyonlarının desteklenmesi.

• Bozucu alan tedavisi ile bağ dokusunun sağlığına katkı sağlanması.

Kombine Tedavi Yaklaşımları:

• Nöralterapi ile birlikte vital besinlerin kombinasyon halinde kullanımı, mitokondriyal enerji üretimini optimize eder.

Mitokondri Disfonksiyonlarında Vital Besinlerin Rolü

NADH ve Koenzim Q10: NADH ve Q10, mitokondriyal enerji üretim zincirinin temel yapı taşlarıdır. Pandemi sonrası kronik yorgunluk ve konsantrasyon sorunlarında NADH Plus Q10 kombinasyonu, enerji üretimini artırır ve oksidatif stresi azaltır.

B3, C Vitamini ve Çinko: B3 vitamini, NAD+ üretiminde kritik rol oynar ve hücresel düzeyde enerji üretimini destekler. C vitamini güçlü bir antioksidan olarak inflamasyonu azaltır ve bağışıklığı destekler. Çinko, bağışıklık sistemi ve nörolojik işlevlerde önemli bir mineraldir.

Bağ Dokusu Şelasyonu ve Antioksidanlar: Doğru şelasyon yöntemleriyle bağ dokusundaki toksinlerin temizlenmesi, dokuların normal fonksiyonlarına dönmesini sağlar. Glutatyon gibi güçlü antioksidanların desteği, bağ dokusundaki oksidatif hasarın azaltılmasına yardımcı olur.

Disbiyoz Yönetimi ve Bağırsak Sağlığı

Probiyotik Desteği: Disbiyozu düzeltmek için spesifik probiyotikler seçilmelidir. Özellikle Lactobacillus rhamnosus ve Bifidobacterium bifidum, bağırsak-beyin ekseni üzerinde olumlu etkiler gösterir.

Beslenme Düzeni: Rafine şeker ve işlenmiş gıdalardan uzak, prebiyotik açısından zengin bir diyet, bağırsak sağlığını destekler. Omega-3 yağ asitleri ve polifenoller gibi antiinflamatuvar bileşenler, nöroinflamasyonu azaltmada etkilidir.

Sonuç

Pandemi sürecinde ve post  covid yani sonrasında  beyin sisi, multidisipliner bir yaklaşımla ele alınması gereken karmaşık bir durumdur. Nöralterapi, mitokondri fonksiyonlarının desteklenmesi, bağ dokusu detoksifikasyonu ve disbiyoz yönetimi gibi yöntemlerin kombinasyonu, bu semptomlarla mücadelede etkili bir yol haritası sunar. Beyin sisi ile mücadelede, bireylerin hem fiziksel hem de zihinsel sağlıklarını optimize etmek için entegre tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç vardır.

Hüseyin Nazlıkul
BNR ve IFMANT Başkanı