Suyun yararları olduğu kadar zararları da var... Duş alırken bunlara dikkat edin
Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı...24-03-2024
Günün tüm yorgunluğundan ve stresinden arınmanız için yapmanız gereken en önemli şey, şöyle bol köpüklü bir banyodur. Suyun rahatlatıcı etkisi, aslında sandığımızdan çok daha fazladır...
Japonya’da banyo törensel, kutsal bir havada gerçekleştirilir. Banyo küveti, içinde bütün ailenin buluştuğu, küçük bir havuza benzer. Önce vücutlarını iyice sabunlayan Japonlar, daha sonra durulanır ve ardından sıcak su dolu bir havuzda bir saat dinlenirler. Çünkü Uzakdoğu’nun bu sağlık düşkünü insanları banyonun rahatlatıcı etkisini keşfetmeyi başarmışlardır. Sizin anlayacağınız, su sadece temizlenmek için değil, arınıp yenilenmek ve yorgunluktan kurtulmak için de birebirdir.
Yıkandığınız suyun sıcaklığının ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına özen göstermelisiniz. Çok sıcak su, kanın yüzeye doğru hücum etmesine neden olur ve ana merkezler görevini daha zor yaparlar. Sıcak su bazı dolaşım bozuklukları da doğurabilir, kalbi zayıf olanlar üzerinde ise daha kötü etkiler yaratır. Sıcak suyun bir dezavantajı da deriyi yumuşatması ve varislerin daha da ortaya çıkmasına neden olmasıdır. Bunun yanı sıra çok soğuk suyun da bazı zararları bulunur: Özellikle yaz aylarında tercih edilen soğuk su, serinletmek yerine aksine terletir. Kan damarlarının önce daralmasına, ardından hemen genişlemesine neden olur. Bu nedenle, ideal banyo suyunun sıcaklığı, 33 ila 37 derece arasında değişir. İdeal su sıcaklığı içerisinde en az 15 dakika kalmayı da ihmal etmemelisiniz.
VÜCUDUNUZU ESNETİN
Banyo yapmak sadece sabunlanmak anlamına gelmiyor. Banyoda yapacağınız jimnastik hareketlerinin de vücudunuza son derece faydası olacaktır. Suyun verdiği rahatlık eklem yerlerini yumuşattığı için vücudunuz çok rahat esneyebilir. Özellikle küvette uzanıp, bacaklarınızı yukarı doğru kaldırıp açmak ve kapamak, kalçaları forma sokmak için birebirdir. Ayrıca suyun içinde dönerek gerilmeniz de vücudunuzun sıkılaşmasına yardım eder.
Vücudunuz suyun içindeyken cildinizden yağ kaybı olur. Bunun için banyoda çok uzun süre de kalmamak gerekir, çünkü cilt diriliğini kaybedebilir.
Eğer banyo çıkışında vücudunuzda kırmızılıklar oluştuysa ve kaşınıyorsanız, suyunuz fazla klorlu ya da kireçli demektir. Kireçli su ise cildi kurutup sertleştirir. Bunun için banyo sonrası, cildinize nem kazandıracak kremler sürmenizde fayda vardır.
Kokulu ve renkli banyo tuzlarından kattığınız suda yıkanırsanız, tuzların canlılık verme ve yorgunluk alma özelliğinden de faydalanabilirsiniz. Gülsuyu ve gliserin eklenmiş suyla yapılan banyo ise deriye kaybettiği suyu yeniden kazandırır.
Banyo köpüğünün içinde yer alan maddeler suyla temas ettiğinde, karbon gazı çıkmasını sağlar. Bu gaz tabakası da suyun içinde dağılıp vücut ısısının etrafa yayılmasını önler. Vücudu terletip zayıflattığı gibi, vücuttaki zehirlerin de atılmasını sağlar. Ayrıca sinir sistemini gevşetmesi de köpüğün özelliklerindendir. Fakat köpüklü banyoların bir de zararı vardır ki, bu da, köpüğün içinde hassas derileri kurutan yağ alıcı madde bulunmasıdır. Bunu da yine çeşitli krem ve sütlerle takviye ederek giderebilirsiniz. Özellikle yosunlu losyonların kullanımı tavsiye edilmektedir. Banyo sırasında cilt karbon gazı emdiği için sudan çıkınca derin derin nefes alıp vermeyi de ihmal etmeyin!
Yüzümüzün cildi çok daha hassas olduğundan tuz içeren ve bu nedenle de kuvvetlendirici etkisi olan bir maden suyuyla yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Yağmur suyunun saflığını hissedeceğiniz bu yıkama işlemi cildinizin tazeliğini uzun süre korumasını sağlayacaktır.
GÜZELLİK İÇİN SU
Cildimizin % 50 oranında su barındırdığı bir gerçek, ancak bu oran yaş ve cinsiyete göre değişebilmektedir. Bebeklerde bu oran % 80’lere çıkarken, yetişkin erkeklerde % 60, kadınlarda ise % 50 civarındadır. Derinin epidermis tabakasındaki su miktarı altderi tabakasına göre iki misli fazladır; cildin parlak ve ışıltılı görünmesinde başrolü oynar.
Su sadece cilt için faydalı değildir, pek çok işlevi vardır. Vücuttaki su her şeyden önce acil durumlarda organizmanın yıkanmasını sağlayan bir “kaynak” olarak devreye girer. Temel görevleri arasında vücut ısısını düzenleme ve cildi sağlıklı tutma sayılabilir. Bu yüzden kozmetikçiler suya çok önem verirler.
KİLO KAYBI VE SU
Mideniz suyla dolu olduğunda kendinizi daha çabuk tok hissedersiniz. Ayrıca çok su içmenin vücutta yağ depolanmasını engellediği yönünde yayınlar mevcuttur. Çoğu zaman az su içtiğimizde ve bu ihtiyacımızı soda, kola gibi içeceklerden karşıladığımızda hiç susuzluk hissetmeyiz. Ama ne kadar çok su içersek o kadar çok susuzluk hissederiz.
Uzmanlar insanların kilosuyla orantılı bir biçimde su içmesi gerektiğini söylüyor. 1 kg birim için aşağı yukarı 40 ml su içilmesi gerekiyor. Yani 70 kilo olan bir kişinin günde en az 2,5-3 litre su içmesi gerekiyor. Hele egzersiz yapıyorsanız, öncesinde en az 500 ml, egzersiz sırasında 250 ml ve sonrasında da 500 ml su içmeniz gerekiyor. Ter olarak kaybettiğiniz su miktarını mutlaka yerine koymak gerekir.
Odatv.com