Türkiye’de Nöralterapi, Regülasyon Tedavisi ve Tamamlayıcı Tıbbın Yeri Nedir?
Tamamlayıcı Tıp, nöralterapi, masaj, akupunktur, fitoterapi, beslenme, konuşma, müzik, koku, ses yöntemleri gibi insanı insan yapan ve mutlu kılan bütünsel, ruhsal ve motivasyonel bir bakışla hareket ediyor.01-01-1970
Regülasyon tedavisinin, diğer adıyla tamamlayıcı tıp uygulamalarının dünyada önemi artmıştır. Özellikle bilinçli bir hasta grubunun ve sosyokültürel düzeyi daha yüksek kişilerin bu yöntemlere yönelmesi durumun gelişmesine öncülük etmektedir.
Buna paralel olarak genç hekimlerin tamamlayıcı tıbba ilgileri her geçen gün daha da artmaktadır. Başta Avrupa olmak üzere bu eğilim görülmüş olup, tamamlayıcı tıp kürsüleri bir bir kurulmaktadır. Ancak ülkemizde de tamamlayıcı tıp, GETAT ile bir ivme kazanmış olsa da henüz hak ettiği yerde değildir.
Tamamlayıcı tıp; hastalığı, onu meydana getiren genetik, sosyal, çevresel, mesleksel faktörler ve o organdaki bozukluktan etkilenen diğer organsal, fonksiyonel değişimlerle, bunların oluşturduğu psikolojik ve ruhsal farklılaşmalarla birlikte değerlendirilir.
Modern tıp son yıllarda insanın daha çok bedensel tarafıyla ilgilenmeye başladı. Tıbbın işi çoğaldı ve yoğunlaştı. Modern tıp insanların sosyal, ruhsal ve bedensel birlikteliği amaçlayan ihtiyaçlarıyla yeterince ilgilenmemeye başladı.
Bazı hastaları, modern tıp “Bizim yapabileceğimiz bir şey yok” deyip evlerine çaresizliğin kucağına yolladı. Bütün bunlar hastaları, çözüm üretmeye yardımcı olan tamamlayıcı tıbba yeniden yönlendirmeye başladı. Modern tıbbın, tamamlayıcı tıbba olan ihtiyacının, daha ziyade işbirliği noktasında olacağını düşünmekteyiz.
Bugün modern tıpta, yapacağı ameliyatı hastaya detaylı anlatan, uygulayacağı tedaviyi hastayla görüşen, vereceği ilacın yan etkilerinden hastaya bahseden doktor “iyi doktor” ve bu doktorların görev yaptığı hastaneler “iyi hastane” olarak tanımlanıyor. Tamamlayıcı tıp insanlara zaman ayırıyor, konuşuyor, dokunuyor ve dinliyor. İnsanı obje muamelesinden uzak tutuyor ve onun birey olarak önemli olduğunun altını çiziyor.
Örneğin, modern tıpta hastaya cerrahi olarak müdahale ediliyor ve ilaç veriliyor. Ancak ruhsal açıdan değerlendirme yapılmıyor. Tamamlayıcı Tıp ise, nöralterapi, masaj, akupunktur, fitoterapi, beslenme, konuşma, müzik, koku, ses yöntemleri gibi insanı insan yapan ve mutlu kılan bütünsel, ruhsal ve motivasyonel bir bakışla hareket ediyor. Bedenin fizyolojik iyileşme mekanizmalarını hızlandırabiliyor, kendini iyi hissetme halini kazandırabiliyor. Aslında bu durum, modern tıbbın hastanın en doğal beklentilerini yerine getirmekte ne kadar zorlandığını gösteriyor.
Bugün tamamlayıcı tıpta insana yeniden bütüncül bakış açısıyla yaklaşılmasının mücadelesi verilmektedir.
Tamamlayıcı tıbbın bu kadar revaçta olmasının bir nedeni de tıbbın sanayi haline gelmesine karşı gösterilen bir reaksiyondur. Çünkü modern tıp, insanı sanayi ürünü gibi görüyor. Yani, hasta bir insan hammadde olarak hastaneye giriyor ve iyileştirildikten sonra ürün olarak çıkıyor.
Bu ürün proseslerinde insan olma unsuru çok fazla ön plana alınmıyor. Hatta, hasta eve gönderildikten sonra hiç alakadar olunmuyor. Bu eksiklik alternatif ya da tamamlayıcı tıpla giderilmeye çalışılmaktadır.
Tamamlayıcı tıp, “Biz sizin evinizde de, yanınızda da varız. Çaresizseniz bize gelin. Biz sizi dinleriz. Doğadan size çare gösteririz” diyor ki, bu doğru bir yaklaşım. Çünkü, doğada çare var.
Ayrıca; insanların çevrenin ve doğal yaşamın kirlenmesinden, zehirli kimyasalların gittikçe artan bir şekilde kullanılmasından ve ilaçların yaptığı yan etkilerden korkmaya başlamaları da onları tamamlayıcı tıbba yönlendiriyor.
Dünyada yaşam standartlarının yükselmesine bağlı olarak üretim sırasında bazı zararlı ve tehlikeli maddeler de ortaya çıkıyor. Bu durum çevre ve insan sağlığı açısından tehlikeli durumlara yol açıyor.
Aslında bu doğal bir sürecin sonucudur. Önceleri insanlar her şeyin mekanize olmasını istiyordu. Sonra, bunun kendilerini daha mutsuz ettiğini fark ettiler. Belki daha çok para kazanıyorlar ve konforlu yaşıyorlar ama mutlu değiller.
Günümüzde insanlar “Neden ilaç kullanıyorum?” gibi, “Ateşimi düşürmek ve enfeksiyonu iyileştirmek için kimyasal ilaç kullanmak istemiyorum…” gibi, hatta “Mümkünse, enfeksiyona yakalanmamak için koruyucu doğal yöntemlere müracaat edeyim…” gibi sorgulamalar yapmaya başladı. Bu sorgulamalar, tamamlayıcı tıbba olan ihtiyacı açığa çıkardı. Çünkü, modern tıp doğa ile ilgilenmeyi bırakmıştı. Modern tıp son 50 yılda sanayinin ürettiği, daha çok gelir getiren doğal olmayan yöntemlere yönelmişti.
Ülkemizde tamamlayıcı tıbbın yeterli derecede önemsenmemiş olmasının altında ilaç sanayii ve rant kavgasının olduğu kanaatindeyiz. Bugün tamamlayıcı tıp ve modern tıp birbirine zıt iki kutup gibi duruyorlar. Oysa, her ikisi de birbirini tamamlayarak ortak hareket etmek durumundadır. Bilimin ışığı altında modern tıbbın zaman ayıramadığı, ilgilenemediği alanlarda tamamlayıcı tıptan yararlanmak gerekir. Uzun süreli ve tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda tamamlayıcı tıptan daha insani metotlarla faydalanmak mümkündür.
Özellikle çevreyi iyileştirme, iyilik hali verme, kendini iyi hissetme, yani bedensel sağlık dışında iç dünya ile ilgili konularda tamamlayıcı tıp ile hastaya yardımcı olmak mümkündür. Tamamlayıcı tıp tedavi araçlarımızın yanına, modern tıptaki ilaçları koymamızda hiçbir sakınca yoktur.
Dr. Hüseyin NAZLIKUL
IFMANT = Uluslararası Nöralterapi Federasyonu Başkanı
Bilimsel Nöralterapi Regülasyon Derneği Başkanı
Faydalandığım Kaynaklar:
• Nazlikul, H: Nöralterapi Ders Kitabı
• Nazlikul, H: Nöralterapi Başka Bir Tedavi Mümkün
• H. Barop’un (Çevirmen H. Nazlikul) Nöralterapi Atlası
• L. Fischer’in ( Çevirmen H. Nazlikul ve Y. Tamam) Nöralterapi Kitabı
• James W. NcNabb ( Çevirmen H. Nazlikul ve Y. Tamam) Eklem ve Yumuşak Doku Enjeksiyonları
• Weinschenk, S: Neuraltherapie
• Fıscher, L et: Lehrbusch Integrative Schmeztherapie