Vücudumuzun süper kahramanları: Antioksidanlar.. Yaşlanmayı böyle önleyin
Serbest radikallerin yaşam süreleri çok kısa olmasına karşın, yüksek aktiviteleri nedeniyle organizmada büyük zararlara neden olabilmektedirler.22-09-2024
Serbest radikallerin oluşum hızıyla temizlenme hızı arasında denge olduğu sürece, organizma bundan etkilenmemektedir. Bu dengenin bozulmasıyla birlikte kalp, böbrek, karaciğer, mide, incebağırsak, akciğer, beyin gibi birçoğu yaşamsal öneme sahip organlarda doku hasarı meydana gelmektedir.
Bedenimizde sürekli kanser ve kalp gibi hastalıklara karşı bir savaş veriyoruz. Kontrol edilmesi gereken önemli düşmanlardan biri de serbest radikallerdir. Serbest radikaller bedenimizdeki hücrelere ve bağışıklık sistemine saldıran moleküllerdir. Antioksidanlar da bu serbest radikallerin etkilerini nötralize eden veya azaltan maddelerdir. Antioksidanlar kısaca kanser, kalp hastalıkları ve erken yaşlanmaya neden olabilecek serbest radikallerin reaksiyonlarını engelleyen önemli moleküllerdir. Organizmada oluşan serbest radikallerin büyük çoğunluğu oksijen kaynaklıdır.
Antioksidanlar ise serbest radikaller için kolay bir elektron hedefi oluşturur. Bağlanan iki serbest radikali birleştirerek nötralize edebilme özelliğine sahip bir enzime (glutatyon peroksidaz, katalaz, süperoksit dismutaz v.b) taşınana kadar radikalle stabil bir yapı oluşturur.
ANTİOKSİDAN MOLEKÜLLER
Antioksidanlar ve Yaşlanma: Antioksidan alımı sadece hastalıklardan korunmamızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda erken yaşlanmayı da önler. Antioksidan takviyesi yapılmış hayvanlardaki yaşam süresi, antioksidan takviyesi yapılmayanlara göre daha uzundur. Vitamin E ve Vitamin C yaşam süresini uzatan önemli vitaminlerdir.
Antioksidan besinler: Beta-karoten (Vitamin A), Vitamin C, Vitamin E, selenyum ve manganez içerir. Beta-karoten; oksijen molekülünden serbest radikallerin oluşumunu önler. Yağda çözünen Vitamin E antioksidan bir enzim gibi çalışıp hücre zarının parçalanmasına engel olur.
Selenyum peroksit olarak isimlendirilen serbest radikalleri çoklu doymamış yağlara dönüştüren ve antioksidan etkili bir enzimdir. Suda çözünen Vitamin C; hücrelerdeki zararlı reaksiyonların oluşmasını engeller. Bu yolla antioksidan gıdalar kalp hastalıklarına, kalp krizine, kansere ve erken yaşlanmaya karşı etkili bir koruyucu olarak görev yaparlar.
Özet Olarak Serbest Radikaller ve Yaşlanma: Antioksidanların öyküsü serbest radikallerle başlar. Bu yüksek aktiviteye sahip bileşikler (serbest radikaller), kirli havalarda, sigara dumanında, radyasyonda (ışınım), bitki koruma ilaçlarında, bozulmuş gıdalarda ve normal vücut metabolizmasında (metabolik süreçte) bulunurlar. Serbest radikaller vücuttaki hücrelere saldırırlar ve onları tahrip ederler. İlk saldırıda öncelikli olarak yeni bir serbest radikal oluşur ve kontrol edilemeyen zincirleme bir reaksiyon başlar.
Serbest radikaller, hücre zarındaki yağlardan birine saldırdığında yağ molekülü değişime uğrar. Bu değişim bitkisel yağların acılaşmasına sebep olan küçük bir değişikliktir. Yağlar vücutta değişime uğradığında hücre zarının yapısı ve fonksiyonları zarara uğrar, hücre zarı gıdaların, oksijenin ve suyun uzun süreli olarak transferini yapamaz, harcanan ürünlerin atılmasını düzenleyemez. Serbest radikal saldırısının devamı, hücre zarının yapısında bulunan yağların parçalanmasına, bitki zarının yırtılmasına ve hücre bileşenlerinin dağılmasına sebep olur. Hücre içi bileşenlerin hücre dışına akması etraftaki dokulara da zarar verir. Serbest radikal saldırısı ve hücre zarının tahribatı “Yağların Oksidasyonu” veya “Oksidatif Zarar” olarak adlandırılır.
Serbest radikallerin dokulardaki zararının damar sertliği (arteroskleroz) ve kalp hastalıklarının başlıca nedeni olduğu düşünülmektedir. Oksidatif zararla parçalanmış kan hücrelerinin (platelet olarak) arter (atardamar) duvarlarına yapışması ve kolesterolün yükselmesi atardamarlara zarar verir. Bu oluşumların tümü damar sertliğinin ilerlemesine sebep olur. Daha ileri safhalar ise kardiyovasküler hastalıklar, kalple beyne giden kan ve oksijenin azalmasıdır. Oksijenden mahrum kalan dokular hastalığın gelişmesini hızlandıran ve kişilerin kalp krizi geçirme riskini arttıran serbest radikal etkisi gösterir.
Serbest radikaller aynı zamanda hücrelerin genetik kodunu içinde taşıyan, hücrenin üretimini ve büyümesini sağlayan nükleik asitlere (DNA) de etki eder. Hücreler genetik kodları değiştiğinde ölebilirler, çünkü ana hücreden gelen mesajı uzun süreli olarak okuyamazlar. Aşırı hücre ölümü erken yaşlanmaya yol açar ve öte yandan hücreler değişime uğrarsa kanser ve benzeri hastalıkları destekleyen hücre dizinleri oluşur.
Hücredeki enerji üretim merkezi (mitokondri), serbest radikallerin saldırısıyla zedelenir. Bu merkezdeki oksidatif zarar enerji üretimi ve protein sentezinin durmasına sebep olur. Hücre, sadece bir kalıntı olarak yaşamaya devam eder ve yavaş yavaş ölür. Dokulardaki hücre yaşlanması serbest radikallerin zararları sonucu dokuların erken yaşlanmasıyla oluşan hücre kalıntılarının çoğalmasıdır.
Odatv.com