Vücudunuz alarm mı veriyor... Karın ağrısına kökten çare
Hüseyin Nazlıkul yazdı...
15-06-2025
Kabızlık, modern yaşam tarzının, yanlış beslenme alışkanlıklarının, hareketsizliğin ve otonom sinir sistemi dengesizliklerinin sık görülen bir sonucudur. Sıklıkla göz ardı edilse de kronik kabızlık hem yaşam kalitesini olumsuz etkiler hem de daha ciddi gastrointestinal patolojilere zemin hazırlayabilir. Regülasyon tıbbı, nöralterapi, flora düzenlenmesi, beslenme ve yaşam tarzı önerileriyle bu soruna kökten çözüm sunmayı hedefler. Özellikle akut gelişen kabızlık, kanlı dışkılama gibi alarm belirtileri acil tıbbi değerlendirme gerektirir.
Kabızlık Nedir?
Kabızlık (konstipasyon), dışkılamanın seyrekleşmesi, dışkının sertleşmesi ve tam boşalamama hissiyle karakterizedir. Genellikle haftada üçten az dışkılama kabızlık olarak tanımlanır. Ancak yalnızca sıklık değil; dışkı kıvamı, zorluk hissi ve karında şişkinlik gibi belirtiler de değerlendirmeye alınmalıdır.
Kabızlığın Sınıflandırılması
- Fonksiyonel (kronik) kabızlık: Genellikle yanlış beslenme, stres, yetersiz sıvı alımı ve fiziksel aktivite eksikliğinden kaynaklanır.
- Sekonder kabızlık: İlaç kullanımı (opioidler, antidepresanlar), endokrin bozukluklar (hipotiroidi), nörolojik hastalıklar (Parkinson), yapısal anomaliler (rektosel, striktür) sonucu ortaya çıkar.
- Akut kabızlık: Genellikle ciddi bir nedene bağlıdır. Bağırsak tıkanıklığı, tümör, volvulus veya enfeksiyon gibi nedenlerle gelişebilir ve acil değerlendirme gerektirir.
Alarm Bulguları
Aşağıdaki belirtiler varsa hasta hemen bir hekime başvurmalıdır:
Ø Dışkıda kan görülmesi
Ø Açıklanamayan kilo kaybı
Ø Demir eksikliği anemisi
Ø Gece dışkılama ihtiyacı
Ø Ani başlayan ve şiddetli karın ağrısı
Bu bulgular, malignite, inflamatuvar bağırsak hastalığı veya ciddi yapısal bozukluklara işaret edebilir.
Kabızlığın Bütüncül Değerlendirilmesi: Modern tıp, kabızlığı genellikle semptomatik olarak müshillerle tedavi eder. Ancak regülasyon tıbbı, sindirim sistemini bir bütün olarak ele alır. Bağırsak sadece boşaltım değil; bağışıklık, nörovejetatif denge ve hormonal işlevlerin merkezidir.
1. Bağırsak Florası (Mikrobiyota) Desteği:
- Modern yaşamda flora dengesizliği (disbiyozis), kabızlığın önemli nedenlerinden biridir.
- Probiyotikler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ile flora sağlığı desteklenmelidir.
- Flora dengesizliği aynı zamanda serotonin üretimini (bağırsakta %90 oranında) etkileyerek bağırsak peristaltizmini yavaşlatabilir.
2. Nöralterapi ve Otonom Sinir Sistemi Düzenlemesi:
- Otonom sinir sistemi (özellikle parasempatik tonus) bağırsak hareketlerinde belirleyicidir.
- Nöralterapi, sempatik hiperaktiviteyi regüle ederek bağırsak motilitesini normalleştirebilir.
- Aynı zamanda geçmiş enfeksiyonlar, cerrahi izler veya dental fokal alanlar gibi bozucu alanlar ele alınmalıdır.
3. Şelasyon ve Detoksifikasyon:
- Ağır metaller (özellikle cıva, kurşun), enterik sinir sistemi ve flora üzerinde toksik etki oluşturabilir.
- Şelasyon tedavileri ile bu toksinlerin temizlenmesi, flora ve motilite sağlığına katkı sağlar.
Beslenme ve Yaşam Tarzı Önerileri
- Posa açısından zengin beslenme: Kabızlıkla savaşta en etkili ve doğal yollardan biridir. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve baklagiller günlük lif ihtiyacını karşılamalıdır.
- Geç saatlerde yemek yememek: Sirkadiyen ritmi bozmadan yapılan beslenme, sindirim enzimlerini ve bağırsak kasılmalarını optimize eder.
- Bol su içmek: Günde en az 2–2,5 litre su, dışkı kıvamını yumuşatmak için gereklidir.
- Hareketli yaşam tarzı: Düzenli yürüyüş, yoga ve pelvik taban egzersizleri bağırsak hareketlerini uyarır.
- Lokmaları iyi çiğnemek: Sindirimin ilk adımı ağızdadır. Yeterli çiğneme, mide ve bağırsakta yükü azaltır.
Vital Destek ve Takviyeler
- Magnezyum sitrat veya magnezyum oksit: Hafif laksatif etkili, bağırsak kasılmalarını destekler.
- Omega-3 yağ asitleri: İnflamasyonu azaltır, mukozal geçirgenliği düzenler.
- NADH ve Koenzim Q10: Mitokondriyal fonksiyonu destekleyerek enterik sinir sistemine enerji sağlar.
Kabızlık, basit bir sindirim sorunu değil; tüm organizmanın işleyişini etkileyebilecek sistemik bir belirtidir. Özellikle kronikleştiğinde, inflamasyon, toksin birikimi, bağışıklık zayıflığı ve hatta ruhsal durumu olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle semptom odaklı değil; neden odaklı, regülasyon merkezli, nöralterapi ile desteklenmiş bir yaklaşım gereklidir. Sağlıklı bir bağırsak; sağlıklı bir zihin, bağışıklık ve yaşam kalitesi demektir.
Nöralterapi ve Hüseyin Nazlıkul’un diğer tedavi yöntemlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Hüseyin Nazlıkul
Odatv.com