Zaman hiçbir şeyi beklemez... Strese hükmedin

Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı...

Strese hükmedebiliyor musunuz? Yoksa teslim mi oluyorsunuz?

Yaşlanma ve hastalanma nedenlerinin başında stres gelmektedir. Stres yöne­timini öğrenmezsek ruhsal ve bedensel birçok hastalık kaçınılmazdır. Stresliyken almış olduğumuz besinleri sindirmekte zorlandığımız için bedenimizin asitleşme­sine yardım etmiş oluruz.

Belli bir oranda stres yaşamak herkes için normaldir. Ancak stres kronikleşirse önemli bir sorun haline gelir. Bu sorunla yaşamayı öğrenmek yerine ondan kur­tulmak için çare aramalı ve stresi her fırsatta bir silah olarak kullanmaktan kaçın­malıyız.

Stres nedenlerinin başında “anı yaşamamak” gelir. Bugünü yaşamıyoruz! Geç­miş ve gelecekle çok meşgulüz, yani beynimizin bugünü, şu anı doya doya yaşama­sına fırsat vermiyoruz!

Sahip olduğunuz her anı değerlendirin ve daha fazla değer verin. Zaman, hiç kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu, yarın muamma, bugün ise avuçlarınızın içinde size sunulmuş bir armağandır.

ENFLAMASYON İLE MÜCADELE İÇİN KRONİK STRESTEN UZAK BİR HAYAT SÜRMEK GEREKLİDİR

Stresin bağışıklık sistemi üzerinde doğrudan olumsuz bir etkisi vardır. Bağışık­lık sistemi, bedenin dinlenme ve uyku durumundaki işlevlerini kontrol eden para­sempatik sinir sistemi etkisinde daha iyi çalışır. Oysa stres, sempatik sinir sistemini uyararak genel uyum sendromunu devreye sokar. Stres altında böbreküstü bezleri gittikçe daha fazla hormon salgılarken bu kimyasal değişiklikler timüsün küçülme­sine neden olarak beyaz kan hücrelerinin üretimini engeller. Bu durum, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını önleyerek bedeni enfeksiyon ve hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirir. Aynı zamanda sinir hücrelerini harap ederek de dep­resyon, hafıza kaybı, enerji azalması, uyku bozukluğu ve cinsel sorunlara yol açar.

STRESE KARŞI DONANIMLI OLUN

Sağlıklı olmak için kronik stresten uzak bir hayat sürmek gerekir. Ancak has­talık belirtileri ve şikayetleri baş gösterdiğinde sağlığın yaşam içindeki en değerli varlık olduğunun farkına varılır. Bir İtalyan atasözünün dediği gibi: “Sağlık tuz gibidir ancak eksik olduğunda fark edilir.”

Psikolojik araştırmalara göre sağlıklı insanlar genellikle belli yaşam standartla­rıyla ve bireysel nitelikleriyle hastalıklı insanlardan ayrılmaktadır. Stresle mücade­le etmeyi bilen insanlar, yaşamlarını yönlendirirken çok fazla sarsılmazlar. Stresle mücadeleden yoksun insanlar ise bunun bedelini ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklarla öderler.

Stresin oluşmasında çevrenin de önemli bir rolü vardır. Ancak uygun bir or­tamda stresin tehdit edici etkilerinden kaçınılabilir. Bunun da yolu bedensel ve ruhsal aktivitelerimizi canlı tutmaktan geçmektedir.

STRES DURUMLARININ ALGILANMASI

Stresin insanı nasıl hasta ettiği; stresi yaratan olayların, olguların kişiler tara­fından nasıl algılandığına ve bu olaylarla, olgularla kişinin nasıl baş etmeye çalış­tığına bağlıdır.

Bazı insanlar yalnızca gündelik hayatın akışındaki küçük değişiklikleri, bazıları ise birikmiş ağır sorumlulukları stres olarak algılar.

Stres belirtileri, ruh ve beden sağlığımız için tehlikelidir. Buna rağmen insanın az da olsa strese ihtiyacı vardır. Belli düzeyde stres yaşamak bizi hayatta daha diri tutar. Ancak önemli olan bedenimize ve ruhumuza zarar verecek derecede stre­si yaşamamaktır. Bu yüzden maruz kaldığımız stresleri biriktirmeyerek, bedensel faaliyetlerde bulunmak; bedenimizi ve ruhsal durumumuzu sakinleştirerek stresi kontrol altına almak gerekir.

Bu konuda ve benzer konularda daha fazla bilgi edinmek için “Antienflamatuar Beslenme Rehberi’’ kitabımdan faydalanabilirsiniz.

Hüseyin Nazlıkul

Odatv.com