BLOG Bağışıklık sistemi sağlık açısından banka hesabı gibidir! Ne kadar iyi ise o kadar sağlıklısınız! Bağışıklık sistemimiz bizim “sağlık tasarruf hesabımız” gibidir. Bağışıklık sistemi: Fonksiyonel ve işlevsel önemi Bağışıklık sistemi (immün sistemi) patojenleri ve yabancı maddeleri tanımaktan ve etkisiz hale getirmekten sorumludur. Bu karmaşık sistem vücudu zararlı virüslerden, bakterilerden, mantarlardan ve diğer mikroorganizmalardan korur. Bağışıklık sistemimiz aynı zamanda bağışıklık tepkisi olarak da bilinen çok sayıda hücresel ve moleküler süreç ile karakterize edilir. Hem antikorlar hem de antijenler, bağışıklık tepkisinin bileşenleridir. Bağışıklık sistemi yavaş tepki veriyorsa veya yanlış bağışıklık tepkileri veriyorsa zayıftır. Bu sebeple hastalıklar kendini daha güçlü semptomlarla gösterir. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler soğuk algınlığı, rinit ve diğer enfeksiyonlara daha duyarlıdır. Aktif ve verimli çalıştığı zaman bir bağışıklık sistemi güçlüdür. Bağışıklık hücreleri kemik iliğinde oluşur, timus bezinde olgunlaşırlar. Bağışıklık sistemi, sinir ve hormonal sistemlerin yanı sıra vücuttaki en karmaşık sistemlerden biridir. Kemik iliği, timus, dalak, bademcikler, lenf düğümleri gibi farklı organların yanı sıra farklı dokular, hücre tipleri ve moleküllerden oluşur. Savunma sistemi iki birime ayrılır. Doğuştan gelen (spesifik olmayan) ve edinilmiş (spesifik) bir bağışıklık sistemi. Her iki savunma birimi birlikte çalışır ve yabancı davetsiz misafirlere karşı savunmacı tepkilerde birbirini tamamlar. Bağışıklık sistemimiz bizim “sağlık tasarruf hesabımız” gibidir. Sağlıklı beslenmek, yeterli derecede bedensel aktivite yapmak, kaliteli uyumak, huzurlu olmak, beden için zararlı olduğunu bildiğimiz toksik maddelerden, alkolden ve sigaradan uzak durmak, sağlıklı bir cinsel yaşamı ve olumlu bir ruh hali olmak bu hesaba düzenli para yatırmak anlamına gelmektedir. Sağlık hesabımızda belli miktar birikim varsa, yani bağışıklık sistemimiz iyi çalışıyorsa ve hastalık gibi bu hesaptan para çekilmesini gerektirecek bir durum söz konusu olduğunda bağışıklık sistemimiz hastalığa karşı mücadele içinde olacaktır. Düzensiz yaşam, alkol, sigara, hareketsizlik, fazla kilo, aşırı hayvansal gıda tüketimi, mutsuz bir yaşam, kalitesiz uyku ve yoğun stres gibi nedenlerle hesabımızda birikim olmamışsa bedenimiz karşılaştığı herhangi bir hastalık karşısında çok ciddi bir hastalığın kök bulmasına zemin hazırlamış olur. Bu durumda bir hastalıkla karşılaştığımızda kredi alma imkanımız da olmadığından iflas etmek ve sağlık açısından dibe vurmak an meselesidir. Aslında günlük yaşamımızda her an bizi hasta edecek mikroorganizmalarla karşılaşırız. Eğer sağlık hesabımızda yeterli birikimimiz varsa ve bağışıklık sistemimiz iyi çalışıyorsa çoğu kez maruz kaldığımız mikroorganizmalara karşı verdiğimiz savaşın farkında bile olmayız. Oysa bağışıklık sistemimizin zayıflığında, pek çok insanda hastalık yaratmayacak durumlar bizde çok ciddi hastalıklara neden olur. Bağışıklık sistemimiz sağlığımız için çok önemlidir. Bağışıklık sistemimize yapacağımız yatırımlar bizi çok ciddi hastalıklardan koruyacak önemli bir kaynaktır. Bağışıklık sistemimiz için yeterli derecede yatırım yapmışsak en ciddi hastalıklardan biri olan kanserle bile karşılaşsak bedenimiz gerekli mücadeleyi sürdürecek durumda olacaktır. “100 Yıl Yaşamak Mümkün”, ‘’Neden Yanlış Yaşıyoruz’’ ve ‘’Hayatı Keşfet’’ kitaplarımın ilgili bölümlerinde çok kapsamlı olarak irdelediğim gibi her hastanın öncelikle kapsamlı bir öyküsünü almak, bağışıklık sisteminin durumunu tespit etmek, bedeninde birikmiş toksik maddelerin düzeylerinin tespiti, hangi besinlere karşı hassasiyetinin ve hangi maddelere alerjisinin olduğunun araştırılması, bağırsak florasının durumunun tespiti, geçirmiş olduğu hastalıkların ve bunların zamansal ilişkisinin değerlendirilmesi çok önemlidir. Bu araştırmalar hastanın sağlık bilançosunun nasıl olduğunu anlamamızda ve yapacağımız tedavilerin öncelik sırasını oluşturmamızda bize yardımcı olur. Amaç öncelikle mevcut olan hastalığın tedavisi, hastalık için risk faktörlerinin tespiti, ileride ortaya çıkma olasılığı yüksek olan hastalıklar karşısında korunmasının desteklenmesidir. Ancak çoğu kez, özellikle de ülkemizde kliniğimize başvuran kanser tanısı almış çoğu hastada bağışıklık sisteminin dibe vurmuş olduğunu tespit etmekteyiz. Doktora görünmemek ya da gitmemiş olmak çoğu kez bir başarı hanesi olarak sunulmaktadır. Oysa doktorlara hastalandığınız için değil hastalanmamak için başvurursanız sağlık hesabınızda her zaman birikim olmasını sağlarsınız. Bağışıklık sistemimizi zayıflatan en önemli neden yanlış beslenmemizdir. Bugün soframızda her gün tüketmekte olduğumuz gıdalar, güçlü bir bağışıklık sistemi için gerekli olan temel besin maddelerini sağlamak açısından son derece yetersizdir. Besinler yetiştirilirken veya muhafaza edilirken kullanılan kimyasallar, besinlerin yetiştirildiği uygunsuz ortamlar, besinlerin uzak bölgelerden yanlış transportu, besinlerin yanlış yetiştirilme, fabrikalardaki uygunsuz işlenme, saklanma ve pişirilme yöntemleri, meyve ve sebzelere sıkılan sprey ilaçlar, besinlere fazla şeker ya da tuz gibi zararlı ilaveler yapılması bağışıklık sistemimizin zayıflaması için risk oluşturur. Egzersiz ve spor bağışıklık sistemine yardımcı olur Çalışmalar, orta düzeyde fiziksel aktivitenin bile bağışıklık sistemi üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu göstermiştir. Koşu, bisiklete binme veya yüzme gibi düzenli egzersizler hem kardiyovasküler sistemi hem de bağışıklık sistemini güçlendirir. Organizma yorucu bir egzersizden hemen sonra zayıfladığı ve enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olduğu için aşırıya kaçmamalısınız. İyi bir immün sistem için stresi yönetin ve rahatlamaya çalışın Akut stres ve uzun süreli stres, bağışıklık sisteminin işleyişini değiştirir. Akut stres, spesifik olmayan savunmayı güçlendirirken, spesifik savunma geçici olarak zayıflatılır. Sürekli stres, her iki savunma biçimi üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Stres bağışıklık sistemini zorlar, böylelikle adrenal bez stres hormonları noradrenalin, adrenalin ve kortizol üretir. Bağışıklık sisteminin spesifik olmayan alanları hemen uyarılsa da spesifik savunma azalır. Uzun süreli kronik stres spesifik olmayan bağışıklık savunmasının da azalmasına neden olur. Bu nedenle kişi yoğun stresten kaçınmalı ve aynı zamanda daha fazla denge sağlayan gevşeme yöntemleri uygulamalıdır. Doğru nefes teknikleri, yoga, qigong, aşamalı kas gevşetme veya otojenik eğitim içeren düzenli egzersiz ünitelerinin refahı artırdığı ve bağışıklık sisteminin çalışmasını desteklediği kanıtlanmıştır. Bağışıklık sistemini zayıflatan faktörler ve etkiler: Bağışıklık sistemi görevlerini her zaman yeterince yerine getiremez. Vücudun savunmasının işlevi çeşitli faktörlerle kısıtlanabilir. Bu faktörler: İmmün yetmezlik İmmünosüpresanlar gibi ilaçlar AIDS, HIV veya zona dahil enfeksiyonlar Kanserler Organ nakilleri İş veya kişisel stres, özellikle kalıcı stres Alkol ve nikotin tüketimi Yetersiz vitamin ve mineral tedarikine yol açan tek taraflı beslenme Anoreksiya gibi yetersiz beslenme Obezite Yanlış beslenme nedeniyle çinko eksikliği Uyku eksikliği Zihinsel stres Fiziksel aşırı yüklenme Sedanter yaşam tarzı Çevresel kirleticiler Bağışıklık sistemini nasıl güçlendirebilirsiniz? Sağlam bir bağışıklık sistemi, zararlı etkilerle iyi başa çıkmaktadır. Ancak bağışıklık sistemi zayıflarsa virüs veya bakteri gibi patojenlerin işi kolay olur. Enfeksiyonlara yakalanmamak için sağlıklı bir yaşam tarzı izleyerek bağışıklık sisteminizi etkin bir şekilde destekleyebilirsiniz. Güçlü bir bağışıklık sistemi için önemli tavsiyeler: Stresi azaltın, rahatlama tekniklerini öğrenin. Dengeli beslenin. Tercihen mevsiminde bol taze sebze ve meyve tüketin. Düzenli olarak temiz havada egzersiz yapın. Daha sık güneşlenin. Böylece vücut D vitamini üretebilir, bağışıklık sisteminin normal işlevini destekleyebilir. Yeterince su için. Durgun su ve farklı bitki çayları uygun olur. Sabahları iyi dinlenmiş olarak uyanmak için yeterince uyuyun. Çünkü uyku eksikliği sizi enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale getirir. Ellerinizi düzenli olarak ve iyice yıkayın. Böylece patojenlerin yüze veya gözlerin, ağzın veya burnun mukoza zarına girmesini önleyin. Sigara içmeyin. Çünkü sigara içmek bağışıklık sistemini zayıflatır. Alkolden uzak durun veya alkolü ölçülü tüketin. Vejetatif sinir sistemini alternatif duşlar ile canlandırın. Alternatif olarak duş alırken sıcak ve soğuk su kullanın. Prosedürü soğuk suyla bitirin. Bağışıklık sisteminizi bu şekilde eğitirsiniz. Bulunduğunuz ortamı düzenli olarak havalandırın. Doğru sıcaklık (yaklaşık 20 santigrat derece) ve oksijen doygunluğu, vücudun kendi savunma sisteminin normal işlevi için faydalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk hava bağışıklık sistemi için bir yüktür. Dr. Hüseyin NAZLIKUL, M.D., PhD. IFMANT = Uluslararası Nöralterapi Federasyonu Başkanı Bilimsel Nöralterapi Regülasyon Derneği Başkanı